Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

171 TBB Dergisi 2021 (155) Fatih ŞAHİN Faile zilyetliği devredilen eşya, fail tarafından değiştirilir veya başka bir eşyaya dönüştürülürse güveni kötüye kullanma suçu oluşa- caktır. Eşyanın tamamının değiştirilmesi şart olmayıp belli parçaların değiştirilmesi halinde de suç oluşacaktır. Değiştirme sonucu malın de- ğerinde bir eksiklik meydana gelmemiş ise suçun oluşmayacağı ifade edilmiştir. 60 Ancak güveni kötüye kullanma suçu ile taraflar arasında- ki güven ilişkisi de korunduğundan sırf mali açıdan bir eksiklik mey- dana gelmemiş olması suçun oluşumunu etkilemeyecektir. Eşyanın devir amacına aykırı olarak başkasına bağışlanması ha- linde de suç oluşacaktır. Sadece eski kanunda sayılan eylem biçimleri dolayısıyla değil, herhangi bir şekilde zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunulursa güveni kötüye kullanma suçu oluşacaktır. Bu- nun için her somut olay ayrı ayrı incelenmeli öncelikle zilyetliğin faile hangi amaçla devredildiği ortaya konmalıdır. Ardından failin eylemi- nin devir amacına aykırı olup olmadığı tespit edilmeli ve ona göre su- çun oluşup oluşmadığı belirlenmelidir. ab. Devir Olgusunu İnkâr Etmek Zilyetliğin devir olgusunu inkâr etme, failin malın zilyetliğinin kendisine teslim edilmediğini iddia etmesi 61 , şikâyetçi tarafından ma- lın verilmesine ilişkin sözleşmenin varlığının kabul edilmemesi 62 , belli bir şekilde kullanılmak üzere kendisine verilmiş olan malın, fail ta- rafından verilmediğinin söylenmesi, verilmediğinin iddia edilmesi veya tevdi edilen eşyanın teslim amacının gerçeğe aykırı bir şekilde gizlenmesi, 6364 şeklinde tanımlanmıştır. İnkâr etme olgusu ETCK’da “ketim” ve “inkâr” olarak yer almıştı. 60 Bulutoğlu, s. 136. 61 Tezcan/Erdem/Önok, s.550. 62 Bakıcı, s. 15. 63 Koca/Üzülmez, s.633. 64 Y.15.CD; Esas No:2013/4524, Karar No:2014/20771 ve 09.12.2014 Tarihli Kararı; “Somut olayda, sanığın yabancı uyruklu olan katılanlarla samimi ilişkisi bulun- duğu, birlikte varılan güvene dayalı anlaşma çerçevesinde, katılanların parasını sahibine ödeyerek aldıkları yazlık evi, yabancılara satış işlemi için gerekli izinler alınıncaya kadar tapu kaydını sanığın üzerine aldıkları, sanığın sözlü anlaşma ge- reği izinler alındıktan sonra bu evi katılanlara tapuda devretmesi gerektiği halde, güvene dayalı bu anlaşmaya aykırı davranarak para talebinde bulunduğu, kabul edilmeyince de gerçekte katılanlarca parası ödenip alınan bu evin kendisine ait ol- duğunu iddia edip tapuda devrini sağlamadığı anlaşılmakla, güveni kötüye kul- lanma suçunun oluştuğuna dair kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir” Aktaran Koca/Üzülmez, s.633

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1