Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

173 TBB Dergisi 2021 (155) Fatih ŞAHİN sabit olursa bunun hukuki uyuşmazlık değil, mal edinme olarak de- ğerlendirileceği belirtilmiştir. 66 Her somut olay ayrı ayrı değerlendi- rilmelidir. Zira bu suç tipi özel hukukla ceza hukukunun yakın ilişki içinde olduğu bir suç türü olup, ayrım dikkatli yapılmalıdır. Verilen örnekte şayet acente sigorta poliçesi dolayısıyla parayı tahsil ettiğini kabul ediyor fakat zamanında şirkete ödeme yapmıyorsa sözleşme hükümleri dâhilinde özel hukuka başvurulmalıdır. Ancak acente si- gorta şirketi adına tahsil ettiği paranın kendisine ait olduğunu beyan ediyorsa suç oluşacaktır. Bu örnekte de olduğu gibi zilyetliğin devri yükümlülüğü her zaman mağdur tarafından faile verilen mal dolayı- sıyla oluşmaz. Müvekkili adına tahsilat yapan vekilin, şirket adına tah- silat yapan yetkilinin de malı iade etme veya devretme yükümlülüğü vardır. Aksi davranış güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır. Ancak unutulmaması gereken, her zamanında ödenmeyen borcun gü- veni kötüye kullanma suçunu oluşturmayacağıdır. Her olay kendine mahsus olgular eşliğinde incelenmelidir. 3. MANEVİ UNSUR Güveni kötüye kullanma suçu kasten işlenebilen bir suç olup, tak- sirli hali kanunda suç olarak düzenlenmediğinden taksirle işlenemez. Zira TCK 22/1. maddesine göre, taksirle işlenen fiiller ancak kanunda açıkça belirtildiği hallerde cezalandırılacaktır. Kastın varlığı için fail; mal üzerinde fer’i zilyet olduğunu, malın başkasına ait olduğunu, malın kendisine muhafaza etmek veya belirli şekilde kullanmak üzere devredildiğini bilmelidir. Bu duruma aykı- rı olarak zilyetliğin devri amacına aykırı olarak tasarrufta bulunmalı veya devir olgusunu inkâr etmelidir. Tüm bunları da bilerek ve isteye- rek yapmalıdır. Kastın varlığı için bilme ve isteme unsurlarının birlik- te gerçekleşmesi gerekir. Şayet failin bilme ve isteme unsurlarında bir hatası varsa TCK 30. maddesinde yer alan hata hükümlerinden yarar- lanacaktır. 67 Suç genel kastla işlenebilen bir suçtur. Suçun doğrudan kastla işlenebileceği açık olmakla birlikte olası kastla işlenip işlenemeyece- ği konusunda doktrinde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu konu- 66 Bakıcı, s.15-16. 67 Yaşar/Gökcan/Artuç, s.5018.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1