Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
306 Birey-İdare İlişkisi Bağlamında İyi İdare Hakkı ve Türk Pozitif Hukukundaki Görünümü 4. Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu İyi idare hakkının korunmasına ilişkin olarak kanun düzeyinde- ki düzenlemelerden biri de Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’dur. 30 Kanunda, kurumun kuruluş amacının; kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle, ida- renin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygun- luk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak oldu- ğu ifade edilmiştir. 31 Kamu Denetçiliği Kurumu’nun görevleri; idarenin işleyişi ile il- gili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmaktır. Ancak; yasama yetkisinin kullanılmasına iliş- kin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri, kurumun görev alanı dışındadır. Kamu Denetçiliği Kurumu’nun, faaliyetlerinde bağımsız olduğu, KDK m. 12’de belirtilmektedir. Düzenleme uyarınca; hiçbir organ, makam, merci veya kişi, başdenetçiye ve denetçilere görevleriyle il- gili olarak emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Baş denetçi ve denetçiler, görevlerini yerine geti- rirken tarafsızlık ilkesine uygun davranmak zorundadır. 5. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Kanun koyucu tarafından, insan onurunu temel alarak, insan hak- larının korunması ve geliştirilmesi, kişilerin eşit muamele görme hak- kının güvence altına alınması, hukuken tanınmış hak ve hürriyetler- den yararlanmada ayrımcılığın önlenmesi ile bu ilkeler doğrultusunda 30 RG, 29.06.2012, S. 28338. 31 Doktrinde Kamu Denetçiliği Kurumu’nun; görev alanının idare aleyhine yapı- lan şikayetler olması, yetkisinin inceleme ile sınırlı olması, yapısının özerk değil, TBMM’ye bağlı bir yapı olması, basit çoğunlukla seçilebilme olanağının başde- netçinin tarafsızlığına gölge düşürmesi sebepleriyle, insan haklarının güvencesi olması konusunda yeterince etkili bir mekanizma olmadığı belirtilmektedir. Bkz. İbrahim Ö. Kaboğlu, Anayasa Hukuku Dersleri, 11. Baskı, Legal Yayıncılık, İstan- bul, 2016, s. 287.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1