Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

313 TBB Dergisi 2021 (155) İlker ZEYREK F. Yargısal İçtihatlar Bakımından İyi İdare Hakkı 1. Anayasa Mahkemesi Kararlarında İyi İdare Hakkı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkın- da Kanun 45 m. 45’te düzenlenen; “Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleş- mesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Ana- yasa Mahkemesine başvurabilir” hükmü uyarınca, AYM önünde ihlal edildiği ileri sürülen hakların; Anayasa’da, AİHS’de ve Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamında sayılan haklardan biri olması ge- rekmektedir. Anayasa’da iyi idare hakkı doğrudan düzenlenmiş bir hak değil- dir. Ancak, AB bakımından, bu hakkın düzenlendiği Temel Haklar Şartı’nın, 2009 yılında kabul edilen Lizbon Antlaşması m. 6 ile AB’nin antlaşmaları ile aynı değere sahip olduğu belirtilmiştir. Bu sebeple, iyi idare hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle AİHM’ye başvurulması durumunda, mahkemenin bu hakka ilişkin yargılama yapmasına bir engel bulunmamaktadır. AYM tarafından verilen kararlar incelendiğinde, iyi idare hakkı- nın doğrudan ele alındığı kararlara rastlanılmamıştır. Ancak yüksek mahkemenin, iyi idare hakkının bileşenlerinden olduğu kabul edilen ilkelere ilişkin yaptığı bazı değerlendirmeler mevcuttur. İyi idare hakkının içerisinde bulunan iyi yönetim ilkelerinden biri idarenin karalarının gerekçelerini belirtme zorunluluğudur. AYM, idarenin, bu gerekçeyi açıklık ilkesine uygun olarak ifade etmesi ge- rektiğini belirtmektedir. AYM bir kararında, 46 bu ilkelere doğrudan te- 45 RG, 03.04.2011, S. 27894. 46 “Somut olayda ne idarenin ne de derece mahkemelerinin kararlarında başvuru- cunun başörtüsü kullanmasını saldırgan, başkalarının inançlarına müdahale eden nitelikte, baskıcı ve/veya tahrik edici olduğu ya da kendi inancını zorla dayatma amacı bulunduğu veya kurumsal işleyişi tahrip ettiği, birtakım karışıklıklara ve düzensizliklere neden olduğu gösterilmiştir. Kamu makamları sadece başvurucu- nun başörtüsünü çıkarmamakta ısrarlı olduğu yönünde bir tespitte bulunmuşlar, ancak başvurucunun bu ısrarının ne gibi olumsuzluklara yol açtığı/açabileceği yönünde bir değerlendirmeye yer vermemişlerdir. Bu nedenle başvurucunun di- nini açığa vurma hakkına yapılan müdahalenin kamu düzeninin korunması için hangi zorunlu toplumsal ihtiyaca karşılık geldiği anlaşılamamaktadır.”, AYM, 18.07.2018, Baş.Nu. 2015/8491, www.kazanci.com.tr , (25.03.2020).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1