Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
317 TBB Dergisi 2021 (155) İlker ZEYREK ardı edilmesi durumunda, idari işlemin uygulama alanı yani kapsa- mı belirsiz hale gelebilecektir. Ezcümle, Danıştay tarafından açıkça belirtilmese de iyi idare ilkelerinden biri olarak kabul edilen açıklık ilkesinin ihlalinin, dolaylı olarak iyi idare hakkının da ihlali anlamına geldiği görülmektedir. Danıştay, iyi idare ilkesine ilişkin olarak şeffaflık ilkesine de bazı kararlarında yer vermektedir. Bu kararlarda, şeffaflık, devletin ekono- mik, siyasî, idarî ve sosyal konularda aldığı kararlara ve yaptığı uy- gulamalara, bireyler tarafından zamanında ve güvenilir bir biçimde erişilebilmesi olarak tanımlanmış, şeffaflık ilkesini tamamlayan hak- lardan en önemlisinin de bilgi edinme hak ve özgürlüğü olduğu ifade edilmiştir. 52 İyi idare ilkesi ile bağlantılı olan idari işlemin objektif kriterlere dayanması ilkesi, Danıştay kararlarında yer bulan bir ilkedir. Danış- tay; hakkında disiplin soruşturması açılan dekan tarafından, davacı- nın disiplin amiri sıfatıyla davacı hakkındaki disiplin soruşturmasının karara bağlamasının, objektiflik ve tarafsızlık ilkeleri ile bağdaşmaya- 52 “Hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi ve idarenin faaliyetlerini objektif esas- lara göre ve güvenilir bir sistem içerisinde yürütmesinde, etkili ve önemli araç- lardan biri de “idarenin şeffaflığı ilkesi”dir. Şeffaflık, devletin ekonomik, siyasî, idarî ve sosyal konularda aldığı kararlara ve yaptığı uygulamalara, bireyler tara- fından zamanında ve güvenilir bir biçimde erişilebilmesi olarak tanımlanabilir. Şeffaflık ilkesini tamamlayan haklardan en önemlisi de bilgi edinme hak ve öz- gürlüğüdür…Ülkemizde ÖSYM tarafından merkezi olarak yapılan ve yüzbinler- ce öğrencinin katıldığı sınavların hemen akabinde soru ve cevapların kamuoyuna açıklanması şeklinde bir teamülün bulunduğu açık olup, bu durumun sınav soru ve cevaplarının kamuoyunda tartışılmasının önünü açmasını yanında, katılımcı- lara girmiş oldukları sınavlardaki kendi cevaplarıyla idarece açıklanan cevapla- rı karşılaştırılarak sınav hakkında genel bir kanaate ulaşmalarında yol gösterici olabileceği gibi, gerek sorularda gerekse idarece açıklanan cevaplarda herhangi bir hata olması halinde bu hataların düzeltilmesine de yardımcı olacağı kuşku- suzdur. Bu suretle, daha önceki yıllarda yapılan sınavların soru ve cevaplarını 6114 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca açıklayan davalı idarenin dava konusu işlemle soru ve cevapları yayımlamama kararı alması, hatalı soru ve cevapların tespit edilememesine ve katılımcıların mağduriyet yaşamasına sebebiyet verecek- tir. Soruların ve cevaplarının bilinmediği ve tartışılmadığı ortamda da ne idarece hatalı sorunun iptaline karar verilebilecek ne de katılımcılar haklarını arayabile- cektir. Bir başka ifadeyle, sınavda sorulan sorular ve idarece kabul edilen cevapla- ra ilişkin olarak kamuoyuna bilgi verilmemesi halinde, sorular ve (resmi) cevap- ları hakkında herhangi bir bilgisi olmayan bir katılımcının sınav sonucuna itiraz hakkının fiilen ortadan kalkacağı ya da zorlaşacağı, bunun da hak arama özgürlü- ğünün sınırlanması anlamına geleceği açıktır.”, Dan.8.D., 30.04.2015, E.2014/8893, K.2015/3715, www.kazanci.com.tr , (03.05.2020).
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1