Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
402 Sınırdaş Tarımsal Arazi Maliklerinin Önalım Hakkının Yürürlükten Kaldırılmasının Derdest ... olsaydı bile, kanımızca yargılama giderleri bakımından yukarıda be- lirtilen sonuç uygulanmalı ve yargılama giderleri taraflar üzerine bıra- kılıp vekalet ücretine hükmedilmemelidir. Değerlendirilebilecek bir diğer durum, derdest davalarda dava- nın ikamesinden sonra dava konusu tarımsal arazinin davalı tarafın- dan üçüncü kişiye devredilmesidir. Bu ihtimal, devrin ancak kanun değişikliğinden, yani 4.11.2020 tarihinden önce olması halinde değer- lendirilebilir. Nitekim bu tarihten sonraki devirlerde, mevcut dava 4.11.2020 tarihinden sonra konusuz kalacağından devir olgusu davayı etkilemez. Eğer devir bu tarihten önce gerçekleşmişse, sınırdaş arazi maliki davacı HMK m. 125 uyarınca seçimlik hakkını kullanmalıdır. 96 Davacı m. 125/1-a’ya göre davayı taşınmazı devralmış kişiye yönelt- miş ve 4.11.2020 tarihinde hüküm yürürlükten kalkmışsa, davanın ko- nusuz kaldığı gerekçesiyle mahkemece karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmelidir. Öte yandan kanun değişikliğinden evvel davacı m.125/1-b’ye göre davasını tazminata çevirirse TKAKK m. 8/İ/2’nin yürürlükten kalkması tazminat talebini etkileyecek midir? Kanımızca, bu ihtimalde de dava konusuz kalmıştır. Nitekim dava tazminat da- vasına dönüşse bile eski davanın devamıdır 97 . Davanın temelinde yer TL olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak toplam 147.000,00 TL gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu durumda iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına vekalet ücreti takdiri ile yargılama giderinin bu orana göre pay- laştırılması gerekirken satış bedelinin tamamı üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir olunarak yargılama giderlerinin tümünün davalılardan tahsiline ka- rar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir. …” 14. HD, E. 2016/11780 K. 2017/1943 T. 14.3.2017 (karararama.yargitay.gov.tr). An- cak çalışmamız bakımından derdest davanın konusuz kalmaya bağlı olarak sona erdiği göz ardı edilmemelidir. 96 Seçim hakkının kullanılmaması üzerine mahkeme tarafından ne yönde karar ve- rilmesi gerektiği tartışmalıdır. Mahkemenin davacıya seçim hakkını hatırlatıp da- vacının cevap vermemesi üzerine dosyanın işlemden kaldırılmasına karar veril- mesi gerektiği yönünde, bkz. Kuru, El Kitabı, s. 1166; Muhammet Özekes, Pekca- nıtez Usûl Medenî Usûl Hukuku C. II, İstanbul 2017, s. 1565; Pekcanıtez/Atalay/ Özekes, s. 316-317; Arslan/Yılmaz/Taşpınar Ayvaz/Hanağası, s. 522. Diğer bir görüşe göre, davacı kesin süre içinde seçim hakkını kullanmazsa, davalının dava hakkını kaybettiği gerekçesiyle davanın esastan reddedilmesi gerektiğine ilişkin, bkz. Postacıoğlu/Altay, s. 488; Levent Börü, Dava Konusunun Devri, Ankara 2012, s. 313; Atalı/Ermenek/Erdoğan, s. 453. Davanın, dava takip yetkisi eksikli- ğinden ötürü usulden reddedilmesi gerektiğine ilişkin, bkz. Alangoya/Yıldırım/ Deren-Yıldırım, s. 276-277. 97 Postacıoğlu/Altay, s. 487; Pekcanıtez/Atalay/Özekes, s. 318; Börü, Devri, s. 353;
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1