Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
405 TBB Dergisi 2021 (155) Melih IŞIK / Osman Levent ÖZAY likte olması ve davacının taşınmazın mülkiyetini mahkeme kararının kesinleşmesi ile kazanacağı göz önünde bulundurularak derdest dava- lar bakımından ilgili değişikliğin dikkate alınması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu noktada, önalım hakkının yenilik doğuran bir hak ol- ması nedeniyle davanın açılması (dava dilekçesinin tebliği) ile sınırdaş arazi maliki ve alıcı arasında satış sözleşmesi kurulsa da önalım hak- kının kullanılması ile meydana gelen sözleşmenin kanundan kaynak- lanan ve içeriği tarafların istek ve iradeleri gözetilmeksizin kurulan bir sözleşme olması nedeniyle eski düzenleme kapsamında değerlendiril- memesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. 5403 sayılı TKAKK m. 8/İ/2’nin yürürlükten kaldırılması ile sı- nırdaş arazi maliklerince önalım haklarına dayalı olarak ikame edilen ve derdest nitelikteki davalar konusuz kalmıştır. Davanın konusuz kalması üzerine, uyuşmazlığı gören mahkemelerce verilmesi gereken karar, esasa ilişkin bir özellik taşımayan “karar verilmesine yer olma- dığı” kararıdır. Böylece davanın konusuz kalmasına bağlı olarak, esa- sa ilişkin hüküm kurulmasına gerek kalmadığı tespit edilmeli, yargıla- maya son verilmeden evvel yargılama giderlerinin sonuca bağlanması adına HMKm. 331/1 gereği haklılık incelenmesine devam edilmelidir. HMK m. 323’te sayılan yargılama gideri kalemlerinin nasıl pay edileceği, m. 331/1’de tayin edilmektedir. Bu hüküm uyarınca yargı- lama giderleri davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna, yani yargılamaya devam edilmesi ihtimalinde hangi taraf aleyhine hü- küm verileceğine göre paylaştırılmalıdır. Temel kural bu olmakla bir- likte, sınırdaş tarımsal arazi maliklerinin önalım hakkının dava yolu ile kullanılma zorunluluğu karşısında kanımızca hüküm şu şekilde uygulanmalıdır: Sınırdaş arazi maliki tarafından ikame edilen önalım davası, TMK ve TKAKK düzenlemelerinde belirtilen şartları taşıma- makta ve hüküm yürürlükten kaldırılmasa dava reddedilecek idiyse; davanın açılmasında davacının haksızlığı nedeniyle yargılama gider- leri ve hükmün yürürlükten kaldırılmış olması nedenine bağlı olarak maktu vekâlet ücretin davacı üzerinde bırakılmalıdır. Öte yandan önalım davasının dinlenebilme şartları tam olsa ve yargılamaya de- vam edildiğinde davacı lehine hüküm verilecek olması halinde dahi, önalım hakkı dava yoluyla kullanılma zorunluluğu nedeniyle davanın açılmasında davalının kusuru olmadığından, yargılama giderleri ta- raflar üzerinde bırakılmalı ve vekâlet ücretine de hükmedilmemelidir.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1