Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

31 TBB Dergisi 2021 (155) Recep DOĞAN İvedi inceleme konusunda yukarda aktarılan içtihatlarına rağmen, aşağıda ayrıntılarıyla inceleneceği üzere, AİHM, 15 Temmuz 2016 son- rası ilk kararlarında, Anayasa Mahkemesi’ne uzun süren tutukluluk hallerinin sonlandırılması talebiyle yapılan bireysel başvurularda, başvurunun ivedilikle incelenip incelenmediği konusunda, ortalama 1 yılı aşan inceleme süreleri için esnek bir tutum sergilemiş,15 Tem- muz 2016 tarihinde meydana gelen askeri darbe girişiminin iş yükünü arttırdığını, burada istisnai bir durumun bulunduğunu belirtmiştir. Ancak daha sonra Osman Kavala kararında mahkeme bu tutumunu değiştirmiştir. Bu konuya aşağıda ayrıntılı olarak tekrar değinilecektir. E-Tutukluluğun makul süreyi aşmaması Yukarda belirtildiği üzere, tutuklama en son çare olarak başvu- rulması gereken geçici bir koruma tedbiri olup bir azami süresinin ol- ması ve bu sürenin de makul olması zorunludur. Türk hukukunda da tutuklama, suçluluğu hakkında henüz kesin bir hüküm bulunmayan ancak suç işlediği konusunda kuvvetli bir suç şüphesi bulunan kişinin özgürlüğünün ceza muhakemesinin gerçekleştirilmesi ya da muhte- mel bir mahkûmiyet hükmünün ilerde infazının sağlanabilmesi ama- cıyla, kanunda öngörülen şart ve usulde hâkim kararıyla geçici olarak sınırlandırılmasından ibarettir. 107 Türk hukukunda tutuklulukta azami süre ise CMK’nın 102. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre: Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine girmeyen işlerde tutukluluk süresi en çok bir yıldır . Ancak bu süre, zorunlu hallerde gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir . Ağır Ceza Mahkemesi’nin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır. Bu süre, zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek uzatı- labilir; uzatma süresi toplam üç yılı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bö- lümünde tanımlanan suçlar ile 12.4.1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarda beş yılı geçemez. 107 Balo, s.8; Bıçak, s.641; Öztürk/Tezcan/Erdem/Gezer/Kırıt vd. s.301; Yenidünya/ İçer, s.329; Yurtcan, s.325; Mehmet Reşat Koparan, “Bir Koruma Tedbiri Olarak Tutuklama”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi , 2006, S.65, s.154-172, s.154-157; Me- tin Feyzioğlu/ Güneş Okuyucu Ergün, “Türk Hukukunda Tutuklulukta Azami Süre”, AUHFD (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi), 2010, C. 59, S.1, s.35- 59, s.36-40.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1