Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı

501 TBB Dergisi 2021 (155) Elif Can ÇALICI dınların yurttaşlık hakları, oldukça kırılgandır. 71 Zira ataerkillik, tarih- sel olarak sabit bir kavram olmayıp, biçim değiştirmektedir. Tarihsel ilerleme, ataerkilliğin ortadan kalkmasına tek başına yetmemektedir. Ataerkilliğin dereceleri ve aldığı biçimler arasında da bir ayrım var- dır. Onun derecesi baskının şiddetini, biçimi ise farklı ataerkil yapı- lar arasındaki ilişkileri gösterir. Günümüze gelene kadar ataerkilliğin hem derecesi hem de düzeyi değişiklik göstermekte, fakat ataerkilli- ğin kendisi ortadan kaybolmamaktadır. Onun çeşitli görünümlerinde birtakım azalmalar meydana gelmişse de yapılan ilerici reformlar hep ataerkil bir karşı saldırıyla karşılaşmıştır. 72 Bu bağlamda Susan Faludi, 1980’lerden itibaren çok güçlü bir fe- minizm karşıtı geri tepme dönemine tanıklık ettiğimizi belirtmektedir. Buradaki geri tepmenin merkezindeki anti-feminist düşünceye göre kadınlar artık eşitlik mücadelesini kazanmış, yurttaşlık haklarını elde etmiş, barikatlar düşmüştür. Birçok imkana sahip olan kadınlar artık öylesine eşittir ki, hukukçulara göre ABD Anayasası’nın Eşit Haklar Değişikliği’ne dahi ihtiyacı kalmamıştır. Kadınların bunca derdine sebep olan şey, aslında bunca eşitliğe sahip olmalarıdır. Kadınların mutsuzluğu, tam olarak özgür oldukları içindir. Kendi özgürlükleri tarafından köleleştirilmişlerdir. En büyük düşmanları da yine kadın hareketidir. Hukukçu akademisyenler “eşitlik tuzağından” yakınmak- ta, sosyologlar feministlerden etkilenen hukuki reformların özel koru- ma biçimlerini kadınların elinden aldığını iddia etmekte, ekonomist- ler iyi bir maaş alan kadınların istikrarsız bir aile yapısına yol açtığını iddia etmektedirler. Oysa kadınların eşitlik mücadelesi henüz sona ermediği gibi, hakları birçok biçimde ihlal edilmeye devam etmekte- dir. 73 Faludi’nin sözünü ettiği anti-feminist geri tepme, Özkazanç’ın vurguladığı üzere, elbette tüm ilerici veya muhalif fikirlere karşı daha genel ve güçlü bir geri tepmenin bir parçasıdır. Bununla birlikte hukuk alanı, bu büyük geri tepmenin en fazla hissedildiği stratejik alanların başında gelmektedir. 74 71 Deniz Kandiyoti, Cariyeler, Bacılar, Yurttaşlar: Kimlikler ve Toplumsal Dönü- şümler, Metis Yayınları, İstanbul 2019, s. 181. 72 Sylvia Walby, Theorizing Patriarchy, Basil Blackwell, Cambridge 1991, s. 173, 174. 73 Susan Faludi, Backlash: The Undeclared War Against American Women, Three Rivers Press, New York 2006, s. 1-6. 74 Özkazanç, Cinsellik, Şiddet ve Hukuk, s. 127.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1