Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
41 TBB Dergisi 2021 (155) Recep DOĞAN Nitekim Kavala kararında, AİHM, daha önceki esnek tutumunu değiştirerek, 29 Aralık 2017 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurunun 28 Haziran 2019 tarihinde sonuçlanması nedeniy- le, “1 yıl 5 ay 29 günlük” (17 ay 29 gün) sürenin geçtiğini, 29 Aralık 2017’de yapılan başvuruya rağmen Anayasa Mahkemesi’nin yaklaşık 10 ay boyunca herhangi bir işlem tesis etmediğini, Hükümetten dava- ya ilişkin görüşünü 5 Kasım 2018’de sorduğunu, mevcut davada yaşa- nan gecikme süresinin yukarda zikredilen diğer davalardan daha da uzun olduğunu, bu nedenle bu davada yaşanan gecikmelerin ilgililere atfedilebilir olduğunu ifade etmiştir. 143 Olağanüstü halden kaynaklanan gecikmelerin mazur görülme- sine rağmen, tutukluluğun hukuka uygunluğunun ivedi denetimi konusunda konan standartların katı olduğunu belirten Mahkeme, 144 1 Kasım 2017 tutuklanan Kavala hakkında 9 Şubat 2019 tarihinde ilk iddianamenin düzenlendiğini, 4 Mart 2019 tarihinde iddianamenin kabulünü müteakip Kavala’nın ilk defa mahkeme huzuruna 30 Nisan 2019 tarihinde çıktığını, bu arada 17 aydan fazla bir sürenin geçtiği- ni, tüm tahliye taleplerinin basmakalıp ve matbu gerekçeler ile red- dedildiğini, 20 Ekim 2017 tarihinde Sulh Ceza Mahkemesi’nce soruş- turma dosyasına erişime konulan kısıtlamanın 4 Mart 2019 tarihinde iddianamenin kabul edilmesine kadar geçerli olduğunu, bu nedenle Kavala’nın 16 ay boyunca hakkındaki suçlamayı bilmeksizin tutuklu kaldığını, Anayasa Mahkemesi’nin Kavala’nın 29 Aralık 2017’de yap- tığı bireysel başvurusunu ivedilikle görüşüp sonuçlandırarak tüm bu ihlalleri sonlandırması mümkün olmasına rağmen bunu yapmadığını, olağanüstü halin 18 Temmuz 2018 tarihinde kaldırılmasına rağmen Anayasa Mahkemesi’nin 28 Haziran 2019 tarihinde karar verdiğini, bu arada 11 aydan fazla bir sürenin geçtiğini belirtmiştir. 145 Tüm bu nedenlerle AİHM, daha önceki dört kararından farklı olarak Kavala ka- rarında, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurunun toplam süresini ve başvuran açısından söz konusu olan tehlikenin ağırlığını göz önünde bulundurarak, Anayasa Mahkemesi tarafından yürütülen yargılamanın, Sözleşme’nin 5. maddesinin dördüncü fıkrasında öngö- rülen “ivedilikle” karar verme prensibinin gereklerine uygun olmadı- ğına ve söz konu maddenin ihlal edildiğine karar vermiştir. 146 143 Kavala/Türkiye, §§ 190-191. 144 Bkz. Idalov v. Russia, § 157. 145 Kavala/Türkiye, §§ 192-195. 146 Kavala/Türkiye, § 196.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1