Türkiye Barolar Birliği Dergisi 155.Sayı
52 2017 Anayasa Değişikliğinin Demokratik Nitelik Sorunu Giriş 1982 Anayasası, 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası hazırlanan ve yürürlüğe konulan otoriter bir anayasadır. Bu Anayasanın kriz üretme potansiyeli 1 hep yüksek olmuştur. Geçirdiği pek çok değişik- likle 1982 Anayasası halen yürürlüktedir. Bu Anayasa, anayasacılık anlayışının aksi yönünde, dolayısıyla da otoriteyi sağlamlaştıran ve özgürlükler alanını daraltan bir niteliği haizdir. Anayasanın hazır- landığı ortam ve koşullar de facto olduğundan, bu de facto nitelik yapılış yönteminden muhtevasına kadar anayasayı saran otoriter bir öze işaret etmektedir. Bu nedenle Anayasanın demokratik niteliği ol- dukça zayıftır. Netice itibarıyla Anayasa yürürlüğe girdikten itibaren demokratik bir anayasa ihtiyacı hep hâsıl ola gelmiştir. Binaenaleyh Türkiye’de söz konusu bu Anayasadan bütünüyle kurtulma ve ço- ğulcu-özgürlükçü bir anayasaya sahip olma arayışı gündemde kal- maya devam etmiştir. 1982 Anayasası’ndaki en köklü değişiklik 2017 Anayasa değişik- likleridir. Ancak bu Anayasa değişikliği ile özgürlükler aleyhine oto- ritenin derinleştiği, denge-denetim mekanizmalarının ortadan kal- dırıldığı ve siyasi iktidarın terk merkezde toplandığı kanaatindeyiz. Dolayısıyla gelinen noktada 1982 Anayasası’nın geçirdiği değişiklikler neticesinde özgürlükler yönünde ilerleyen anlayışın terk edildiğini ve başa sarıldığı görmekteyiz. Her şeyden önce 2017 Anayasa değişikli- ğinin olağanüstü rejimin uygulandığı ortam ve koşullarda gerçekleş- tirilmesi Anayasanın demokratik niteliğini oldukça zedelemiştir. Bu zedeleme, gördüğümüz kadarıyla anayasal bakımdan demokratik yönelime ilişkin ve tüm olumsuzluklara rağmen diri tutulan umutları tükettiğini üzülerek belirtmemiz gerekir. Olağanüstü rejim usullerinin uygulandığı bir aşamada –her ne kadar de facto bir rejim olmasa da- demokratik-özgürlükçü ilkelerde geriye gidiş yaşandığını hepimiz bilmekteyiz. Bu tür dönemlerde ger- çekleştirilen anayasa ihdasının da meşruluğunun gölgelenebileceğini tahmin etmek zor değildir. İşte 2017 Anayasa değişikliği de bu açı- dan meşruluk noksanlığını yönteminden muhtevasına iliklerine kadar içermektedir. Burada hemen belirtelim ki demokratik meşruluk daha 1 Levent Gönenç ve Ali Ersoy Kontacı, “2017 tarihli Anayasa Değişikliği Sonrasında Yasama-Yürütme İlişkileri”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi , S. 145, 2019, s. 55.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1