Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
107 TBB Dergisi 2021 (156) Mahmut Fevzi ÖZLÜER naklara dair kural koymaya yönelmiş ilişki, eylem ve oluşlar bütünü olarak praksisin, bir yeniden üretim olarak, haklar zemini (temeli) ol- duğunu kabul etmek mümkündür. 62 “ Her tür praksisin iki yönü vardır, bir yandan koşullayan bir geçmişin mirasını devralır, diğer yandan da bu geçmişle ve bu geçmişten yeniyi yaratır .” 63 Dardot ve Laval tarafından ku- rulan bu hatla ilgili, müşterekleştirmenin toplumsal bir ilişkiye indir- gendiği eleştirisini getiren Çoban’a göre, “ ortaklaşımın, etkinliğin kolektif bir özne yaratmasıyla ancak varlık bulduğunu savunan daraltılmış ortakla- şım anlayışı bir doğa özcülüğünü barındırmaz. Ama siyasal bir tıkanma içeri- yor: Böyle kavrandığında, erişime açık alanların sermaye ve devlet tarafından el konularak halkın erişimine kapatılması girişimlerine karşı, herkese dahil sıradan insanlar siyasal talepler ileri süremeyecektir. Çünkü aynı etkinliğe katılanlar kolektif özne olarak ortaklaşım kuracaklar ki onunla ilgili koruma ve kollama yükümlülükleri doğsun.” 64 Çoban’ın bu yaklaşımı, kurucu praksis kavramının daraltılmış, zamansal açıdan şimdiye gömülmüş ve daha önemlisi müştereklerin siyasal açıdan hukuki dolayımına dair etkisini de şu anda gösterdiği varsayımına dayalıdır. Oysaki, bir hak- kın müşterek olarak kurulması, tarihsel toplumsal ve zamansal hafıza- nın süzgecinden geçer, tarihsel bir hak aynı zamanda herkese ait olan özgürleşme edimini de barındırır. Toplumsal ilişkilerin belirlenimi al- tında, bir hakkın oluşumu için insanın doğasına dair bir bakış açısına kaymadan da pek ala tarihsel bir perspektif kurmak mümkündür. 2. Hakların Tarihsel Oluşumu ve Praksis Hakların tarihsel oluşumu ve biçimlenişiyle, hakların hukuki gü- vencelerinin oluşmasını ayırmak ve toplumsal praksisi, şimdiye ve ana ait bir eyleme indirgememek gerekir. E.P.Thompson Avam ve Gö- renek adlı eserinde, genel örf ve hatırlanmayacak kadar eski bir geçmiş 62 Buradaki yapmak, insanların bir özne olarak her zaman kendilerini yeniden üret- tiği praksistir. Ancak, özgürleştirici bir praksisin gelenekten tamamen bir kopu- şu temsil etmediğini de vurgulayan Dardot ve Laval, “Hiçbir praksis, geçmişten miras gelen koşulların ataletini aşmak için mücadele etmekten kaçamaz, hiçbir praksis mutlak yeniyi yoktan yarattığını düşünemez.” Age, s.393. 63 Age, s.394. 64 Aykut Çoban, “Ekolojik Ortaklaşımlar (Müşterekler) Çitleme ve Türkiye’de Uy- gulanan Politikaları” Teoriden Mücadeleye Müşterekler Siyaseti (içinde), Hazırla- yanlar: Ekin Erdoğan, Nuran Yüce, Özdeş Özbay, Sivil ve Ekolojik Haklar Derne- ği, İstanbul, 2018, s.28-29.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1