Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

108 Ekolojik Krizin Yeniden Üretiminde Hukuk olarak göreneği ve göreneğin hukukunu 65 açıklar. Thompson’a göre, “ göreneğin kendisi ara yüzdür; çünkü hem praksis hem de hukuk olarak gö- rülebilir. Göreneğin kaynağı praksiste yatar. ” 66 İnsanın tarihselleştiği ve yeteneklendiği emek sürecinde praksis, hem bir hafızayı hem de dene- yimi içine alan sınıfsal çatışmaların hukuki dolayımına tabiidir. Varlık- ların, ortak varlıklar olarak görünmesi, müşterekleştirme praksisiyle mümkünken; bu praksisin bir hukuk haline gelmesi praksisin siyasal kurumsallaşmasıyla mümkündür. Görenek tam da bu anlamda, yazılı veya yazılı olmayan bir hafızayı, deneyimi ve toplumsal ilişkiyi, belli bir zaman içinde, ortak alanlara dair hukuku taşır ve inşa eder. Bu hak- ların verili olduğunu değil, tam da aksine tarihsel-toplumsal olduğunu işaret eder. Haklar zemini, kişinin tarihle kurduğu bağ olarak kendini yeteneklendirebilme ve tecrübe edebilme olanağı olarak bu nedenle bir zamansallığı da içerir. Bu yüzden, hukukun müşterekleştirilmesi şimdiye ait değil, geçmişe de ait bir kuruluş barındırır. Şimdi, geçmişle ve geçmişte kurulur. 67 Bir müşterek olarak hakların biçimsel kurulu- şunun farklı sınıfların zaman ve mekân algısı altında biçimlendiğini ve tarihselleştiğini de bu bağlamda vurgulamak gerekir. Toplumun farklı sınıfları tarafından üretilen hakların görenek haline gelmesi, bu göreneğin devletin dolayımında bir hukuk olması ile hakların sınıfsal ve tarihsel olarak farklılaşan üretimini bu bağlamda ayırmak gerekir. Kapitalist toplumsallık, tüm bir tarihsel hukuk yaratma sürecini, yasa 65 Uygur Kocabaşoğlu, E.P. Thompson’ın “Tarih Yapmak” kitabının çevirisinde, Common Law ile ilgili şu dipnotu düşer, “Türkçe hukuk sözlüklerinde ‘ortak hukuk’ ‘genel hukuk’, ‘umumi hukuk’ ‘örf ve âdet hukuku’ gibi terimlerle kar- şılanan common law, bu tanımları aşan bir özelliğe sahiptir. Zira common law, Norman istilasından (1066) sonraki üç yüzyıl içinde yerel göreneklere karşın ül- kenin bütününde uygulanabilir kurallara dayalı bir hukuk sistemi olarak krallık mahkemelerince geliştirilmiş bir hukuk sistemidir. Roma hukukundan, modern medeni hukuktan, kilise hukukundan ve diğer sistemlerden farklı olarak ortaya çıkmış, geliştirilmiş, formülleştirilmiş ve uygulanmış bir hukuk sitemidir. Yasa- ma organlarının yarattığı hukuktan farklı olarak, otoritesini teamül ve görenek- ten alan, yönetim, kişi ve mülkiyet güvenliği ile ilgili bir hukuktur. Hakkaniyet hukukundan farklı olarak yazılı olan ya da olmayan kesin ve tartışmasız kural ve ilkelerdir. Kilise hukukundan farklı olarak tamamen seküler mahkemelerce uygu- lanan bir hukuktur.” E.P. Thompson, Tarih Yapmak, s.296 66 E.P. Thompson, Avam ve Görenek, İngiltere’de Geleneksel Popüler Kültür Üzeri- ne Araştırmalar, Çeviren: Uygur Kocabaşoğlu, Birikim Yayınları, İstanbul, 2006, s. 123. 67 Fredric, Jameson, “Zaman ve Modernite Kavramı”, Çeviren: Alev Türkmen, Any- time Konferans Bildirileri Kitabı, Derleyen: Cynthia C. Davidson, Mimarlar Der- neği, 1999, s.224.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1