Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

109 TBB Dergisi 2021 (156) Mahmut Fevzi ÖZLÜER koyucunun sözü haline getirirken hem hakların inşa edildiği bu tarih- sel zamanı hem de üretim biçimini temellük eder. Hakkın biçimsel kuruluşunun tarihsel ve sınıfsal arayüzlerinden arındırılması, onun salt bir biçim olarak algılanmasını ve şimdiye gö- mülmesini mümkün kılar. Oysa, insani varoluş edimi bir yandan top- lumsallaşmayı bir yandan da doğayla dolayımlanmayı zorunlu kılar. Bu emeğin ontolojisine tabi tarihsel hareket, hak kavramının maddi esasını belirler. İnsani varoluş, bir yandan zayıf bir tür olarak insanın toplumsal olarak örgütlenmesini ve topluluk olarak yaşamasını; diğer yandan da doğa içinde farklılaşarak birliğini sağlamasını gerektirir. Bu insan emeğinin tarihsel hareketi, maddi varoluşun gerek koşuludur. Emeğin, doğallaşma ve toplumsallaşmaya yönelik çift yönlü ha- reketi, hakların maddi varlık zemini olduğu kadar, insan dışındaki varlıkların ve insanın da yeniden üretim koşulunu düzenleyen hukuki zemini belirler. Ancak bu gerek koşulu yeter koşula kavuşturan (ola- sılığın olanağa dönüşümü), maddi varlığının biçimsel anlamda birliğe kavuşturan tarihsel zemin ise toplumsal çelişkilerle anlaşılabilir. Hak- kın biçimi ve maddiliğini bu anlamda bir karşıtlık olarak değil; çelişki- li bir birlik olarak görmek gerekir. Hakkın, yani emek ile doğa arasındaki maddi birliğin (toplumsal- laşma ve doğallaşmanın) hukuki dolayımla, insanın maddi varlığının inşasında bir imkânın yapabilirliğe dönüşmesiyle, topluluğun ve do- ğanın emek dolayımıyla kendini gerçekleştirebilme ve varoluş alanını geliştirme koşullarıyla ilgilidir. Hak kavramına evrensel ve bu yönüy- le maddi karakterini veren bu nedenle tam da emektir. Hakkın biçim- sel esası ise sınıf çatışmalarıyla kurulur ve aşılır. Bu anlamda da biçim, hakkın evrensel karakterini değil dolayımlandığı sınıf çatışmalarıyla, adalet, dayanışma ve eşitlik gibi tarihsel görünümlerde, formlarını ye- niden üretir. Haklara toplumsal karakterini veren biçim, sınıfsaldır ve hukuki biçim, toplumsal sınıfların üretimi, yeniden üretme pratikle- riyle dolayımlanır. E.P. Thompson’a göre, kapitalizm öncesinde çitlemeye konu edi- len ortak alanları yaratan ortak hukuk (görenek), ortak kullanıma da- yalı praksisler temelinde, komünal biçim olarak kurulmuştur. 68 Yazara 68 E.P. Thompson, Avam ve Görenek, s.123.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1