Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
120 Ekolojik Krizin Yeniden Üretiminde Hukuk Kişilerin yan yana gelmesi ve karşılıklı ilişkisi ile oluşan toplulu- ğun devamı için en önemli gerek koşul, emeği dolayımıyla kurulan kolektif tür olarak insan topluluğunun, varlık koşullarını belirleye- bilme, varlık koşullarına dair kural koyabilme ve kendisini hem kişi hem doğa hem de topluluk olarak idame edebilme (yapabilir kılma) becerisini üretebilmesidir. Bu üretkenliğini kuşaktan kuşağa bir bilgi, deneyim ve hafıza olarak kolektif bir biçimde aktarma gücü de yeter koşuldur. İnsan türü bir topluluk olarak emeği dolayımı ile kurulur- ken kapitalist toplumsallaşma emeği, emek gücüne indirgeyerek önce onun toplumsallaşma formuna müdahale eder, sonra da kural koyma pratiklerini ve olanaklarını çitleyerek, bu bağlamda emeğin var olma zeminini ele geçirir ve toplumsalı yeniden üretir. El koyma, insanın toplumsal bir varlık olarak kuruluşuna olduğu kadar aynı zamanda hem türsel farklılığına hem de türsel becerisine müdahaledir. Kişi, topluluk olarak zayıf tür olma belirlenimini top- lumsallaşarak bir avantaja dönüştürebilmişken, meta üretim sürecinin bir üretim aracı haline dönüştükçe, toplumsal varoluş-imkân zemini olan “hak” onun varlığı için dezavantaj kılınır ve kendini yönetebilme olanağını da toplumsal kuruluşunun hilafına, özgürlük alanına sökün etme arzusuyla, yöneten toplumsal sınıfa devreder. Bu devir bir yan- dan birikim rejiminin sürekliliğini diğer yandan da hukuki biçimin de- ğişim değeri temelli yeniden inşasını olanaklı kılar. Kişi, içinde konumlandığı dezavantajlı sınıftan kurtuluş için var olduğu sınıfın toplumsallaşma olanağını, bir imkân olarak hak zemi- nini inkâr ve bu bağlamda toplumsal varlığını imha ettikçe; sermaye, hak zemini yerine meta zeminini üretir. Emek ve doğa arasında fark- lılaşan birliğin yeniden üretimine dair toplumsal imkân olarak hak zemininden yabancılaşma ve meta zemininde üretilen toplumsal rıza, hukuki biçimi dolayımlayan emek gücünün üretim ve yeniden üretim süreçlerinde metalaştırılmasıyla mümkün kılınır. Kişinin emek gücü olarak işçileşmesi, onun türsel varlığından koparılışın ilk ve zorunlu koşuludur. Aynı zamanda da kişinin, top- lumsallığından hem kişi (insan) hem de doğa olma halinden koparılışı bir ve aynı sürecin sonucudur. Koparılma, aynı zamanda kişinin or- ganlaşarak, iş bölümüne dayalı farklılaşma ve yetenekleşme, kendini yeniden üretebilme süreçlerini yönetmeye yönelik farkındalığı ve bil-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1