Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

121 TBB Dergisi 2021 (156) Mahmut Fevzi ÖZLÜER gisinin de varlık zeminlerinden sökülüp alınmasına yol açar. Üretimin böylelikle belli bir amaç için, sadece meta üretimine dayalı bir büyüme için bir kez başlaması, genelleşmesi ve yaygınlaşmasıyla birlikte top- lum kendini yeniden kurmak için emek gücünün yeniden örgütlenme- sine dair farkındalığını yani türünün kuruluşuna dair evrensel ilkeyi hayata geçirmek zorunda kalır. Emeğin tarihsel ve toplumsal anlamda hak zemininin maddi pratiği olması tam da bu ontolojik zorunluluk- tan beslenmektedir. Emek bir imkân olarak hak zemininden tam da bu nedenle meta ilişkileri içinde de kopmaz. Canlılığın da kendini tarihsel olarak gerçekleştirme gereği, oluş ve eylem olarak haklar zemininde ortaya çıkar. Ancak bu yukarda andığımız gibi ne hakların biçimsel kuruluşunun tarihsel ve zamansal esasını ne de hakların maddi kuru- luşunu boşa düşürmektedir. Kişinin türsel varlığını devam ettirme zorunluluğunda olduğu gibi diğer canlılar açısından da metabolik ilişki dolayımıyla, canlı emek hem doğallaşma hem de toplumsallaşmaya yönelik ikili hareke- tini ontolojik düzlemde açığa çıkartır. Türün devamı, farklılaşan canlı- lığın diğer yaşam formları ile eylem ve üretkenlik biçimine, bu biçimin gelişme düzeyine ve ilişkiselliğine bağlıdır. Emeğin toplumsallaşma ve doğallaşma biçimindeki çift yönlü hareketi de onun toplumsal ola- rak örgütlenme biçimlerine bağlı olarak farklılaşır. Türsel varlığın ge- lişimi, biyolojik ihtiyaçlar olarak ifade edilen güvende olma, yaşama, korunma gibi ihtiyaçların karşılanmasına indirgenemez. Emeğin mad- di ve manevi anlamda varlığını tekabül ettirme ve evrensel anlamda dolayımlanma zorunluluğu türün gelişiminin, farklılaşan zorunlu ko- şullarıdır. Hak kavramını bu yönüyle insan türünün doğayla emek dolayı- mıyla sürdürdüğü fiziki ilişkide tüm canlıların maddi varlık koşulu olarak ontolojik bir olanak; aynı zamanda da türün siyasal kuruluşu bağlamında toplumsal ve tarihsel olarak kavramak gerekir. Bu ontolojik olanak, insanın doğuştan 102 birtakım haklara sahip olduğunu değil fakat tarihsel, türsel olanağını kullanabildiği oranda toplumsal varlığını devam ettirebildiğini gösterir. 103 Pek tabi kuşaklar- 102 Jean Jacques Burlamaquı, Doğal Hukukun İlkeleri, Çeviren: Barkın Asal, Pinhan Yayınları, İstanbul, 2019. 103 Nazime Beysan, Hak Kavramının Hukuk Felsefesi Açısından Analizi, XII Levha

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1