Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
124 Ekolojik Krizin Yeniden Üretiminde Hukuk lu uğrağı haline gelmiştir. Hakların çitlenmesinin neoliberal dönemde taşıdığı anlam bu noktada önem taşımaktadır. Toplumun kuruluşunda kişinin doğayı kullanma, doğadan ya- rarlanma ve toplumsal açıdan güvence sisteminin hem bir şahsileşme hem bir toplumsallaşma ifadesi olarak farklı toplumsal ilişkilerde fark- lı içeriklere sahip olan mülkiyet hakkının, çitleme stratejisi temelinde neyi ifade ettiği hakların çitlenmesinin aldığı biçimin açığa çıkarılması açısından önemlidir. Mülkiyet hakkı temelinde bu açımlama, Mülki- yet kavramı yerle bir mi oluyor yoksa belli sınıf ve gruplar için anlamı mı değişiyor? Ya da yeniden mi düzenleniyor? sorusuna bu bağlamda yanıt üretmek gerekmektedir. 106 Bu soruya verilecek yanıt, istisna uygulamalarının doğduğu zemi- nin formlarının anlaşılmasını da mümkün kılmaktadır. Sınıflı toplum- da hukukun evrensel karakterini yitirmesinin sebebi hakkın maddi esasıyla ilgili değil; hukuki biçimin yeniden inşasıyla ilgilidir. 3.2. Hukuki Biçimin İnşası ve Hakkın İstisnalaştırılması Hak kavramının dayanağı ve sınırı, egemenin iradesi olarak yasa- nın neliği, yasayı koyan egemen iradenin dönüşümünün mümkün kı- lınması hakkın maddiliğinin ne olacağını belirlemektedir. Hak teorileri ekseninde Locke’un siyasal kuramı, doğanın temmüllük edilmesinin, çitlenmesinin ve kurma kudretini de sağlayan şeyin, Tanrı ve doğa ta- rafından doğal bir hak 107 olarak tanınan mülkiyet ilişkileri etrafında açıklayarak, burjuva toplumu içinde hakkın hem devlet tarafından na- sıl sınırlandırılabileceğini hem de devletin özel mülkiyet hakkı karşı- sındaki sınırına altlık oluşturmuştu. Hobbes ile devletin, Locke ile özel mülkiyetin doğallaştırılması, 108 modern devlet içinde hukuki biçimin 106 Frıtjof Capra, Ugo Mattei, age, s. 143. 107 Doğal hak kavramı da tıpkı doğa yasaları bağlamında kullanılmaktadır. “Doğa yasası denilen şey, siyaset felsefesi açısından, fiziki dünyayı yöneten doğa güçle- ri, örneğin yerçekimi vb. anlamına gelmez. Buradaki bağlamında doğal durum, devlet ya da sivil toplum düzeni öncesi insanların içinde bulundukları durumdur. Doğa yasası da devlet öncesi durumda yaşayan insan ve insan topluluklarının karşılıklı ilişkilerinde uymaları gerektiği düşünülen mantıksal kuralları işaret eder. Yani bu yasalar, insan aklının mantıksal çıkarım ile varsayacağı düşünsel zorunlu sonuçlar olarak görülürler.” Gökhan Murteza, Doğal Durum ve Devlet Felsefi Bir İnceleme, Pinhan Yayıncılık, İstanbul, 2020, s. 49, 50 108 Bu konuda bir tartışma için bakınız, Mustafa Bayram Mısır, Devlete Karşı Kamu
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1