Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

126 Ekolojik Krizin Yeniden Üretiminde Hukuk tarafı sivil bir süreç içerisinde kolayca adalet talebinde bulunamaz, aksine hukuk normlarına dayanmak ve açıklamasının hukuki yöntemi hakkında bil- gilenmek zorundadır. Bununla ilgili iddialarını bazı kanıtlama kurallarına göre sunmalıdır. (…) söz konusu kanıtlamalar çoğunlukla hukukçu aydınlar tarafından ifade edilebilir ve hüküm yalnızca bunlar tarafından verilebilir. (…) Hüküm başka bir kurum tarafından gerçek şekilde sahiplenilirse, ikircikli durumlarda devlet aygıtları tarafından da uygulanabilir. ” 110 İçtihatlar, alana dair literatür de bu zeminde gelişir. Bu yönüyle de hukuki biçim, yasadan daha fazlasını ifade eder. Bu durum için Bruckel, hukukun göreli özerkliği terimini kullanır. Yazara göre, “hukukun özerkliğinin tarihsel bir özgünlük olduğu ka- bul edilirse, böylelikle o her zaman toplumsal bütünlüğün bir uğrağı olur. Öyleyse hukuk, sadece bu bütünlüğün içinde özerktir. Buna kar- şın hukuk, diğer pratikler, ilişkiler ya da iktidar teknolojileriyle ilişki- sinde görelidir.” 111 Yasa koyucu iradeyi, “kural koyma iradesini”, hukuki biçimin esasını, toplumsal sınıflar arasındaki çatışma ve özel mülkiyet rejimi- ne tabi şeyler üzerinde kurulan hakimiyet ilişkisi belirlediği gerçeğini görmeyen 112 ve hukuku, kurallar toplamı olarak gören Kelsen’i eleş- tiren Pasukanis, hukuksal ilişkiyi, hukuk düzeniyle ve hukuk düzeni içinde bir ilişki olarak görülmesine karşı çıkar. Tam da hukuki ilişkiyi, meta ilişkilerinin bir dolayımı olarak görmek gerektiğini işaret eder. 113 Sınıflı toplumlarda topluluğun kendi dışındaki varlıklarla ve sınıflarla kurduğu temel ilişki sahiplik ilişkisi, meta formunda açığa çıktığın- 110 Sonja, Buckel, “Güç İlişkilerinin Hukuki Yoğunlaşması: Nicos Poulantzas ve Hu- kuk”, Çeviren: Toros Güneş Ergün, Marksist Devlet ve Hukuk Teorisi (içinde) Editör: Taner Yelkenci, NotaBene Yayınları, Ankara, 2013, s.293 vd. 111 Agm, s.292. 112 Kural koymayı olmayan bir genel iradenin ifadesi olarak gören Duguit, Alman hukukçu Jellinek’ı, devleti temsil eden Parlamentonun koyduğu kurallarla kendi- si istediği için ve kendisini sınırlandırmak adına ve istediği müddetçe kurallarla kayıtlı olduğuna dair bakış açısını eleştirir. Duguit’ye göre “devletin kendini sı- nırlaması düşüncesinin teorisyenleri, kanunun mutlaka genel bir tedbir olmadığı- nı, bireysel kanunların da olabileceğini söylemektedirler. Yani parlamento kabul etmiş olduğu genel kanuna, daima özel bir istisna getirebilir, böylece kendisini kanun hükmünden daima muaf tutabilir.” Leon Duguit, age, s. 48, 49. 113 Evgeny B. Pasukanis, Genel Hukuk Teorisi ve Marksizm, Çeviren: Onur Karaha- noğulları, Birikim Yayınları, İstanbul, 2002, s. 84.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1