Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
149 TBB Dergisi 2021 (156) Etem Sabâ ÖZMEN / Ahmet AYAR TMK 704/III ve KMK 15 hükmüne dayalı tescilleri sorgulayamaya- caktır. Yalnızca bağımsız bölümlerin değerleriyle oranlı arsa payının saptanıp saptanamadığına yönelik hüküm tesis etmekle yetinmesi ge- rekecektir. İşte bu noktada kat mülkiyeti tesisinde emekli arkadaşların her bi- rinin payına bağlı saptanmış olan arsa payları hiç öngörmedikleri ve belki de eşitliğe aykırı bulacakları bir mahkeme ilamı ile değişmesine katlanmaları gerekecektir. Görülen dava Türk Özel Hukuku açısından gerçekten ilginç özel- likler arz etmektedir. Sui generis (nevi şahsına münhasır) nitelik ile yani kendine ait özellikler ile yorumlanacak olursa tescilin yalnızca arsa payının bir kesir olarak niceliğe ilişkin yani kemiyet olarak düzel- tilmesi gerekecektir. Tam bu noktada farklı bir nitelik ile arsa payının değiştirilmesi da- vasının TMK 1027’de “İlgililerin yazılı rızaları olmadıkça, tapu memu- ru, tapu sicilindeki yanlışlığı ancak mahkeme kararıyla düzeltebilir” 11 şeklinde düzenlenen bir dava olması gerektiği savunulabilecektir. An- cak biz anılan hükme bağlı düzeltmelerin doğrunun karşıtı bir yanlış- lığın tespitine dayandığı hallerde ve tabii ki doğrunun tespiti halinde hiç kimsenin dürüstlük kuralı da dahil itirazına itibar edilmeyeceği hallerde açılabileceğini savunuyoruz. Oysa arsa payının düzeltilmesi davasının yolsuz tescilin düzeltilmesi niteliği ile TMK 1025 haline tabi olduğu hallerde dürüstlük kuralına aykırılık oluşturabileceğini spesi- fik makalelerimizde 12 belirtmiştik. Diğer yandan dürüstlük kuralına aykırılık olmasa bile 6306 sayılı Kanun’a dayalı uygulamalarda yıkım sonrası arsa payının değiştirilmesi davasının kural olarak açılamaya- cağını, açılsa bile yine dürüstlük kuralına aykırılık oluşturan hallerden olduğunu savunuyoruz. Oysa TMK 1027 hükmünce bir payın kesir ola- rak hatalı dört işlemle yanlış hesaplanarak tescile konu olduğu hallerde TMK m. 1027 hükmünce düzeltim davası açabileceği açıktır. Örneğin, dede mirası taşınmazda kesirlerin (pay oranı olarak) yüzlerce paydaşa ulaştığı tescillerin varlığını biliyoruz. İşte bir tapu memuru hatalı işle- mi ile vücut bulan tesciller karşısında üzerindeki binanın (TMK 718/II. 11 Bu konuda TMK 1027 hükmüne dayalı bir düzeltimden söz edilemez; çünkü kar- şımızda objektif olarak düzeltilmesi gereken bir yanlışlık söz konusu değildir. Ayni neticeli bir taleple malvarlığında bir değer olarak yer alan payların nicelik olarak (kesir niteliği ile) değişimi söz konudur. 12 Özman/Çakmak, s. 725-750; Özmen/Kır, s. 2 vd.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1