Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

174 Temsil Yetkisinin Geri Alınması yapılmadığı sürece üç ay içerisinde sözleşmeden cayabilir. Üç aylık sü- renin başlangıcı ise vade günüdür. Sigortacı ihtar yolu ile fesih hakkını kullanmadığı ve riziko da gerçekleşmediği takdirde üç ay içerisinde primin ödenmesi ile cayma hakkını kaybedecektir. 11 Sigorta ettirenin prim borçlarında temerrüdü nedeniyle sigortacının cayma hakkının şekli ve süresi ise TTK md.1440’da hükme bağlanmıştır. Maddenin 1. fıkrasına göre “ Caymanın, sigorta ettirene bir beyanla yöneltilmesi şarttır”; 2. fıkrasına göre ise “Cayma, onbeş gün içinde sigorta ettirene bildirilir. Bu süre sigortacının bildirim yükümlülüğünün ihlal edil- miş olduğunu öğrendiği tarihten itibaren başlar.” TTK md.1441’de “Caymanın hükümleri” kenar başlığı altında, si- gorta ettiren kasıtlı ise, sigortacının rizikoyu taşıdığı süreye ait primle- re hak kazanacağı kabul edilmiştir. Her ne kadar TTK’da sözü edilen maddelerde “cayma hakkı” kav- ramı kullanılmışsa da öğretide bu kavram yerine “sözleşmeden dön- me” kavramı kullanılmaktadır. 12 Gerçekten de sözü edilen maddelerde “cayma” kavramının yerin- de kullanılmadığı, burada “dönme”nin söz konusu olduğunu kabul etmek gerekir. Özellikle TTK md. 1434’te sigorta ettirenin prim bor- cunu ödememesi nedeniyle sigortacının sözleşmeden cayma hakkın- dan söz etmek doğru değildir. Burada tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede, borçlunun temerrüdü halinde alacaklıya TBK md.125’te tanınmış olan sözleşmeden dönme hakkının prim borcunda temerrüd hali için öngörülen özel bir uygulaması söz konusudur. Bu konuyla ilgili olarak son olarak TTK md.1441 hükmünü ise an- lamanın mümkün olmadığını ifade etmeliyiz. Cayma halinde tarafla- rın sözleşmeye dayanmaları ve sözleşmeden doğan edimlerin ifasını talep etmeleri mümkün değildir. Halbuki sözü edilen madde, sigorta 11 Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Genel Hükümler Mal ve Sorum- luluk Sigortaları,8. Bası, Ankara 2012, s.82. 12 Samim Ünan, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, Altıncı Kitap Sigorta Hukuku, C. 1, Birinci Kısım Genel Hükümler, md. 1401-1452, İstanbul 2016, s.133 vd.; Yargı- tay İçtihatlarında da bu konuda terim birliği yoktur. Örnek olarak: Yargıtay 11. HD. 25.01.2000, E. 1999/6585, K.2000/328; Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, Genel Hükümler, Mal ve Sorumluluk Sigortaları, 8. Bası, Ankara 2012, s.754.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1