Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

183 TBB Dergisi 2021 (156) Kumru KILIÇOĞLU YILMAZ Mirasçıların tereke mallarının yönetmek ya da tereke malları üze- rinde hukuksal işlemler yapmak üzere atadıkları temsilciden temsil yetkisi nasıl geri alınacaktır? Mirasçılar oybirliğiyle mi hareket etmelidir, yoksa her biri temsil yetkisini geri alma yetkisine sahip midir? Konuya vekalet sözleşmesi açısından ele alan yazarlar 18 , vekalet verenler arasında miras ortaklığı ya da adi ortaklık varsa, bunların ve- kalet yetkisini (azil yetkisini) birlikte veya yetkili temsilci veya yönetici aracılığıyla kullanmaları gerektiğini, mirasçıların her birinin tek başı- na vekili azletme yetkisine sahip olmadıklarını kabul etmektedirler. Bu görüş sadece vekalet yetkisini geri alma için değil, genel olarak bütün temsil hallerinde temsil yetkisini geri alma için ileri sürülmek- tedir. TMK’nın yukarıda naklettiğimiz 640.maddesinin II. fıkrasında açık bir biçimde “Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, tereke- ye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.” ifadesi yer almıştır. Mirasçıların tereke mallarıyla ilgili bir hukuksal işlem olan temsilci ta- yin etmeleri nasıl oybirliğini gerektirmek ise, bu yetkinin geri alınması da aynı ilkeye tabi olmalıdır. Bu sonuca elbirliği mülkiyetle ilgili TMK md.702 f.II hükmünden hareketle de varmak mümkündür. Bu maddeye göre: “Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça gerek yöne- tim gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gere- kir.” Tereke malları üzerinde mirasçılar elbirliği halinde malik oldukla- rına göre, bu kural mirasçıların tereke mallarının yönetimi ve terekeye temsilci atanması için de geçerlidir 19 . Mirasçıların temsilci atamaların- daki oybirliği ilkesi temsil yetkisinin geri alınması için de uygulanması gereken bir ilkedir. 18 Tandoğan, s. 645; Özkaya, s. 854. 19 Gökhan Antalya, Miras Hukuku, İstanbul 2009, s.425.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1