Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
225 TBB Dergisi 2021 (156) Gönül BÜYÜKNACAR mülga Kanun ile iş sahipleri tüketici olarak sayılmamış ise de 6502 sa- yılı TKHK m.3 hükmü ile iş sahibinin tüketici sıfatına haiz olabileceği belirtilmiştir. Bununla birlikte ilgili Kanunun m.73 gereğince, iş sahibi- nin tüketici konumuna haiz olması halinde, söz konusu davanın tüke- tici mahkemesinde görüleceğini belirtmek gerekmektedir. 38 C- Simsarlık Sözleşmesinde Şekil Simsar ile iş sahibi arasındaki simsarlık sözleşmesinde “sözleşme şekil serbestisi” geçerlidir. Nitekim TBK m.12 hükmü çerçevesinde, kanunlarda herhangi bir özel şekil öngörülmediği müddetçe şekil ser- bestisi ilkesinin var olacağı belirtilmektedir. Bu nedenle TBK m.520- 525 hükümleri kapsamında özel bir şekil şartı öngörülmemiş olması, simsarlık sözleşmesinin sözlü (açık veya örtülü irade beyanı) veya ya- zılı olarak yapılabileceğini göstermektedir. Ancak yine de HMK m.200 senetle ispat zorunluluğu hükmü çerçevesindeki sınırlandırma düşü- nüldüğünde ispat açısından simsarlık sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiği kanaatindeyim. Simsarlık sözleşmesine ilişkin şekil serbestisinin istisnası ise taşın- maz simsarlığına ilişkindir. TBK çerçevesinde her ne kadar simsarlık sözleşmelerine ilişkin herhangi bir şekil şartı öngörülmemiş ise de TBK m.520/3 gereğince, taşınmazlara 39 ilişkin yapılacak simsarlık sözleş- tıyla “... Veraseleri... ve diğerleri)” yazılı olup, sözleşme altında da davalının inkar etmediği imzası bulunmasına, hisseli taşınmazın tüm hissedarların katılımı ile 10.6.2010 da sözleşmede alıcı olarak gözüken kişiye satılmasına, tellallık ücretinin sözleşmedeki satış bedelinin %2si olduğunun kararlaştırılmasına göre, davalının tellal ücretinin, hissesine düşen nispetinden değil tamamından sorumlu olduğu gözetilmeksizin yazılı gerekçe ile davanın ksımen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup…”(Erişim: 10.12.2020, https://karararama.yargitay.gov.tr ) 38 Yarg. 13.HD. 31.05.2017 T. 2015/16100E.-2017/6694K. İçeriğinde; “… simsarlık sözleşmesinden kaynaklı olduğu davalının bu hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olup, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. Bu noktada dikkate alınması gereken tarih dava tarihi olup, dava tarihi itibari ile uyuşmazlığa konu hususun 6502 sayılı Tüketici Kanunu’nda açık- ça yer alması karşısında davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu- nun kabulü gerekirken…” (Erişim:10.12.2020, www.sinerjimevzuat.com.tr ) 39 Taşınmaz kavramının sınırı açısından herhangi bir belirleme yapılmamış olup, bu durumda TMK m.704 çerçevesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin konusu şunlardır:1. Arazi, 2. Tapu kütüğünde ayrı sayfaya kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar, 3. Kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler.” değerlendirme yapılması ge- rekecektir.; Bunun yanı sıra doktrindeki bazı yazarlar, taşınmaz kavramının eşya hukukunda belirtilenden daha geniş değerlendirilmesi gerektiği savını destekle- mektelerse de taşınma tanımını tam olarak yapamamışlardır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1