Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
254 Yargı Kararları Işığında Simsarlık Sözleşmesine İlişkin Ücret Hakkı dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceği tartışmalı ise de katıldığı- mız görüşe göre, simsar, iş sahibinin menfaatine aykırı, üçüncü kişinin ise menfaatine davranışlarda bulunduğu an dürüstlük kuralına ay- kırı davranmış ve böylelikle ücret hakkını kaybetmiş sayılacaktır. 176 Simsarın ücret hakkını ve giderlere ilişkin yaptığı masrafı kaybetmesi, iş sahibinin zarara uğrayıp uğramamasına bağlı değildir. Simsarın iş sahibinin menfaatine aykırı ancak üçüncü kişinin menfaatine hareket etmesi, iş sahibini zarara uğratmış olması halinde iş sahibi simsardan ayrıca tazminat talebinde bulunabilecektir. 177 XI. SİMSARLIK SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN ALACAKLAR İÇİN ZAMANAŞIMI Kanun koyucu 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu’nun m.106 ve devamında “ticaret işleri tellallığı” hükümlerine yer vererek, ticari işler ile adi işler arasındaki simsarlık faaliyetini ayrı tutmuştur. Söz konusu mülga Kanun’un m.106/2 fıkrası ile ticari işlere ilişkin telllal- lık faaliyetinde, kararlaştırılan faaliyetin (fırsat gösterme veya aracılık) yapılmasından itibaren 1 yıl sonra zamanaşımına uğrayacağı belirtil- miş ise de 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK ile ticaret işleri tellallığı düzenlemesine son verilmiş ve böylelikle simsarlık sözleşme- sine ilişkin hallerin incelenmesi tamamıyla TBK’nın uygulama alanına bırakılmıştır. Ancak 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın m.147/5 hükmü içeriğinde, ticari işlere ilişkin simsarlık ücreti alacağı dışında, simsarlık sözleşmelerinden doğan zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğu belirtilmektedir. Kanun koyucu bir yandan mülga TTK ile söz konusu ticari iş ve adi iş ayrımını kaldırmış; diğer yandan ise TBK ile bu ay- rımın mevcut olduğuna ilişkin hüküm ihtiva etmiştir. Doktrinde bu husus sıkça tartışılarak, simsarlık sözleşmelerinden doğan zamanaşı- mı süresi 5 yıl iken, ticari işlere ilişkin simsarlık faaliyetindeki zamana- şımı süresine ilişkin çeşitli görüşler öne sürülmüştür. Bu görüşlerden bir kısım yazarlar ise, söz konusu durumun kanun boşluğu yarattığını, 176 Gümüş, s. 213- 214.; Şahiniz, s. 92. 177 TBK m.112; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir ku- surun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gi- dermekle yükümlüdür.” Hükmü çerçevesinde tazmini istenebilecektir. Bkz. Öcal Apaydın, s. 160.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1