Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
346 Sosyal Dışlanma, Sosyal İçerme ve Vatandaşlığın Dönüşümü kategoriler inşa eder. Dışlanma birey ve toplum arasındaki bağın kop- masıyla ortaya çıkar, maddi bağlardan çok kültürel ve manevi kökenli bağın kopması söz konusudur. Dışlanma da sapma ya da anomi gibi, sosyal uyumu hem tehdit eder hem pekiştirir. Dışlanmanın tersi “bü- tünleşme”, ona ulaşma süreci de “katılım”dır. Dayanışma paradigma- sının odaklandığı nokta, grup sınırlarını belirleyen ulus, ırk, etnisite, yerellik ve diğer kültürel ya da en eski bağlardaki dayanışmadan dış- lanmadır. 16 Anglo-Amerikan liberalizminde, dışlanma uzmanlaşmanın sonu- cu olarak ortaya çıkar: sosyal farklılık, emeğin ekonomik bölünmesi ve alanların ayrılması. Toplumda bireyler farklılaşır. Toplumsal dü- zen, özerk bireyler arasında, kendi çıkar ve motivasyonlarıyla gönül- lü değişim ağıdır. Uzmanlaşmış toplumsal yapılar ayrı, rekabet eden, değişim yoluyla birbirine bağımlı hale gelen, eşitsiz olmayan yapılar- dır. Bireyler kendi tercihlerinin sonucunda ya da diğer aktörlerle olan pazarlık ve çıkar biçimleri nedeniyle dışlanabilirler. Dışlanmanın pek çok sebebi ve boyutu olabilir. 17 Ayrı sosyal alanların varlığı nedeniyle dışlanmanın birçok nedeni ve boyutu olabilir. Bir birey her alanda dışlanmış olmak zorunda de- ğildir. Bu paradigmaya göre uzmanlaşma özgürlükleri korur. Bireysel seçme özgürlüğü, grup aidiyetlerini ve sadakatlerini enine keser ve toplumsal bütünleşmeyi artırır. Dışlanma, sosyal mübadeleye katılım için bireysel özgürlüğü engelleyen grup sınırlarına kadar genişletilir- se, yani grup sınırları sosyal değişimlerde gruba katılım için bireysel özgürlüklere engel olursa, dışlanma “ayrımcılığın” bir biçimi olarak ortaya çıkar. Liberal devletin bireysel haklar kadar, grup haklarını ve piyasa rekabetini korumasının, bu dışlanma biçimini engellediği iddia edilmektir. Tekelci paradigma, dışlanmayı grup tekeli oluşumunun bir so- nucu olarak görür. Max Weber’e atıfla, grup sınırları -statü- sosyal sı- nıfın potansiyel olarak bağımsız bir egemenlik kaynağıdır. Toplum, kaynakların farklı gruplarca kontrol edildiği bir hiyerarşik yapı olarak 16 Silver, “Reconceptualizing Social Disadvantage: Three Paradigms of Social Exclu- sion”, s. 66-67. 17 Silver, “Reconceptualizing Social Disadvantage: Three Paradigms of Social Exclu- sion”, s. 68-69.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1