Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
347 TBB Dergisi 2021 (156) Duygu HATİPOĞLU AYDIN kabul edilir. Statü grupları güç ilişkilerinin görünümüdür. Sosyal onur ve saygı talep ederler, kendi bilinçleri, tüketim alışkanlıkları ve yaşam tarzları vardır. Tekelin maddi, hukuki ya da diğer biçimleri, grubun ayrıcalıklı halini sürdürür. İkincil ya da uygunsuz olan dışarıdakilerin olanaklarını kapatarak, grubun avantajları grup tekeline alınır. Ola- naklara ve kaynaklara ulaşımın sınırlanmasıyla, “kapanma” bir bütün olmanın faydalarının artmasına imkân verir. Weber’e göre böyle bir “kapanma”, dışlananların, dışlanmaya tepkisine ve direnmesine yol açabilir. Sosyal “kapanma”, kurumlar ve kültürel ayrımlar, sınırlar yarattığında ve eşitsizliği sürekli kılmak için kullanıldığında başarı- lıdır. Tekel, içeride eşit olmayanlar arasında ortak çıkar bağı yaratır. Dışlananlar, dışarıdakilerdir ve hakimiyet altındadırlar. Dışlanmanın özel sınırları ulus devletler, yerellikler, şirketler ya da sosyal gruplar arasında ya da içinde çizilebilir. 18 Tekelci paradigma sosyal demokra- siye dayanır ve dışlanma, sınıf, statü farklılıkları ve kapsadığı grubun çıkarlarına hizmet eden gücün sonucu olarak ortaya çıkar. Ruth Levitas ise sosyal dışlanmayı üç farklı söylem üzerinden ta- nımlamaktadır. Ona göre sosyal dışlanma, içerilen çoğunluk ile dış- lanan azınlık arasında toplumdaki bölünmeye dair bir tartışmadır. 19 Sosyal dışlanmayı açıklayan üç farklı yaklaşım RED ( Redistributive discourse )- yeniden dağılımcı söylem, MUD ( moral underclass discour- se )- ahlaki sınıfaltı söylemi ve SID ( social integrationist discourse )- sosyal bütünleşmeci söylemdir. Yeniden dağılımcı söyleme göre, yoksulluk sosyal dışlanmanın ana nedenlerinden biridir ve yardımların miktarındaki artışla yoksul- luğun azaltılması mümkündür. Bu söylemde ücretsiz çalışma (özellik- le ev içi emek) görünürdür ve buna değer biçme potansiyeli vardır. Ye- niden dağılımcı söylem, sosyal dışlanmanın zıttı olarak geniş tanımlı bir vatandaşlık önerir, burada ekonomik vatandaşlık kadar sosyal, po- litik ve kültürel vatandaşlığa da vurgu vardır; bu bakımdan eşitsizlik eleştirisini, maddi içeriği kapsayacak ancak bununla sınırlamayacak şekilde genişletir. 20 Eşitsizliği üreten süreçlere odaklanır ve eşitsizliğin 18 Silver, “Reconceptualizing Social Disadvantage: Three Paradigms of Social Exclu- sion”, s. 68-69. 19 Ruth Levitas, The Inclusive Society? Social Exclusion and New Labour, 2. baskı, Palgrave Macmillan, Houndmills, Basingstoke, Hampshire; New York 2005, s. 7. 20 Levitas, The Inclusive Society? s. 14.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1