Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

383 TBB Dergisi 2021 (156) Emre ŞİMŞEK politikadan liberal eksende dışlanması, yönetsel sistemde aktörün gö- rülmediği veya zayıfladığı görülmektedir. Bir başka açıdan, karşılıklı bağımlılık sisteminin genişleyerek çok ağlı bir yapıda eylenecek olan şeylerin “çokmerkezli” bir yapıda bulunması akışkanlığı beslemekte- dir. 27 Başka bir deyişle, küresel sermayenin iplerinin belirli bir hukuki iktidar tarafından kısıtlanamaması ve serbest dolaşım bu akışkanlığı sürdürmektedir. Direkt olarak küresel serbest ekonomi sistemi, belirli grupların ve/veya yönetimlerin söz sahibi olmasına sebebiyet vere- rek, dünya genelinde eşitsizliklerin kendiliğinden artmasına neden olmaktadır. 28 Bauman’ın ortaya koymuş olduğu akışkanlık perspektifiyle, CO- VID-19 karşısında hukukun sosyal yaşam içerisindeki rolü daha da önemli bir hale gelmektedir. Akışkan dönemlerde belirsizliğin kat- lanarak artması ve tek kesinliğin belirsizliğin kendisi olması, birey- devlet ilişkilerinde de bir gerilimin doğmasına sebebiyet vermektedir. COVID-19 tedbirleri akışkanlık metaforuyla düşünüldüğünde, hukuk alanı ve hukuk devleti ideali mevcut belirsizlikler karşısındaki konu- munu tekrar kurgulamakla yükümlüdür. Bauman akışkan dönem içe- risindeki siyasi-politik kavramları katı modern zamanın kavramların- dan ayırmaktadır. Bunun esaslı nedenlerinden birisi de dönüşümün daha çok neye evrildiğinin görülmesini istemesidir. Katı modernite, Fransız devrimini ifade eden özgürlük, eşitlik ve kardeşlik kavramıyla düşüncesini şekillendirirken günümüz akışkan dünyasında daha çok özgürlük, farklılık, barış, hoşgörü ve dayanışma kavramları ön planda olmalıdır. Bauman , akışkan dinamiklerde belirsizlikle yoğrulan insa- nın, ahlakiliğini ve dayanışma kültürünü geliştirmesi gerektiğini ifade etmektedir. Ahlakilik, ötekinin/farklı olanın önemsendiği ve temele alındığı postmodern etiği işaret eder ve özne ancak etik ve dayanış- mayla özerk halde olabilecektir. Dayanışmanın varlığı da ancak öteki için mücadele eden kişiler tarafından ‘hoşgörü’ ile mümkündür. İn- sanlığın dayanışarak, “biz” duygusuyla mücadele etmesi gerekliliğini ifade eden Bauman , devlet kurumlarının zayıfladığını tespit ederek, küresel sermayeye bağlı kılınan akışkanlığın önünde ancak bu şekilde durulabileceğini tasvir etmektedir. 29 27 Bauman, 2019, s. 18-20. 28 Bauman, 2019, s. 36. 29 Zygmunt Bauman, Modernlik ve Müphemlik, Ayrıntı Yayınları, 2003, ss. 221-235.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1