Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
385 TBB Dergisi 2021 (156) Emre ŞİMŞEK Dünya üzerinde insanların sosyal gruplar içerisinde karşılıklı etki- leşimlere geçtikleri ve bu etki alanlarıyla grup içi bilinç akışları düşü- nüldüğü takdirde, metodolojik olarak bilinç akışı kendisini hukukun sosyal kaynaklarından birisi haline getirmektedir. Başka bir açıdan sosyo-hukuki çalışmalar, sosyal bir varlık olan insanın mevcut yaşadı- ğı gruplardaki normların aşılması yerine bu grup içi bilinç akışının far- kında olarak çalışmalarını şekillendirmektedir. Böyle düşünüldüğün- de de makro-mikro, pozitivizm-nesnellik-öznellik gibi sosyal bilimler alanında farklı perspektiflere odaklanmanın öne çekildiği görülebile- cektir. Böyle bir geçiş alanı karşıtlığının temelinde yatan bir başka fak- tör de bilginin ortaya konulmasında ve temele alınmasında mutlak bir gerçeklik olmadığı düşüncesidir. Bilgi temeline ilişkin çeşitli tartışma- lar hukukun kaynağının belirlenmesinde de etkili olmaktadır. Bu tar- tışmalar sosyal kurumlar ve sosyalleşen bireylerin geçişkenlik alanın- da bilginin içkin olduğu yönlerde nasıl değerlendirildiğini göz önüne sermektedir. İnsan bilgisi, tarihsel olarak linguistik ve çevirmenlerin belirli yerel toplulukların sosyal pratiklerinin zorunlu bir ürünü olarak sosyal bilimlerde değerlendirilmektedir. Ancak bundan bağımsız ve tarihin kayıt altına almadığı/dışladığı gerçekliklerin de sosyo-hukuki çalışmalarda değerlendirildiği görülebilecektir. 32 Günümüz dünyasında, sosyal bilimler alanı kendi içerisinde bilgi- nin mümkünlüğü ve öznenin eyleyen yanlarıyla ilgilendikleri bir tar- tışma ekseninde dilin, mantığın ve sosyal teorilerin çöküşüyle karşıla- şırlarken, doğa bilimleri kendi içindeki farklı metot ve yaklaşımlarla çalıştıkları için onların bilgi mutlakiyeti sorunlu da olsa robotik uzay bilimleri gibi alanlarda çalışmalarını sürdürmektedirler. Böyle bir de- ğerlendirme bilim ve felsefe, postmodernizmin tehdidi altında yalnız değildir. Bu fikir ağı, hukukun öz kimliği için gerekli olan iddialara da meydan okumaktadır. Modern toplumda hukukun külliyatını oluş- turan kurallar, metinler, kavramlar ve ilkelerin belirleyici bir anlamı olduğu, hukukun yorumlanması ve uygulanmasının tarafsız veya nes- nel bir süreç olabileceğini, yasaların iyiye ya da kötüye yönelip doğru veya yanlış olabileceğine ilişkin içerik sosyo-hukuki teorinin kendisi- dir. 33 Daha geniş bir tanımlamayla sosyo-hukuk teorisi, bilgi temeline 32 Brian Z. Tamanaha, 2004, s. 4-5. 33 Brian Z. 2004, s. 6.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1