Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı

393 TBB Dergisi 2021 (156) Emre ŞİMŞEK nesinin hukuk alanındaki varlığını da tanıyarak, onun yaşam alanını güvenilir kılmayı gerektirmektedir. Bunun nedeni krizler karşısında belirsizlikleri genişleten hukuk devleti anlayışının mevcut değişen ve dönüşen yaşam koşullarına uygun hareket edecek esnekliğe sahip olamamasıdır. Bu durağanlığın nedeni de dönüşen toplum yapısının ihtiyaçlarına cevap aramaktan ziyade belirli ilkeler ekseninde gücün önünde bir set olarak konumlandırılmaya çalışılmasıdır. Ancak hukuk toplumsal yaşamın içerisine işleyerek, her gün ve yeniden dönüşen be- lirli dinamikleri kendisinde barındırmaktadır. Bu açıdan mevcut hal gerekli kriterlere göre değerlendirilerek, sürekli hareket halinde olan olguları da çerçevesine katacak bir formda değerlendirilmelidir. Akışkan dünyamız, hukuk devleti ilkesinin Krygier’ın işaret etti- ği gibi klişelerle, neo-liberal ve liberal ekonomik perspektiflerde en- düstriyel bir ürün gibi kullanıldığı ve içindeki ahlaki yanın değersiz- leştirildiği bir dönemden geçmektedir. Bauman , mevcut akışkanlık karşısında, yer yer devleti güçlendiren argümanlara başvursa da ni- hai anlamda değer ve ahlakilik açısından Krygier’la uzlaşabileceği bir zemine gelmektedir. Bauman her ne kadar akışkan dönemlerde daya- nışmanın insanlar açısından önemini çizse de her iki düşünür de öze ilişkin bir şekilde günümüz olgularına yaklaşarak biri hukuk devle- tinin ne’liği diğeri ise toplumsal yaşamın ne’liği ve dönüşümü üze- rinden analizini gerçekleştirmektedir. COVID-19 dönemi akışkanlığın had safhada olduğu ve belirsizliklerin gerçekten de Bauman’ın tespit ettiği gibi her gün değiştiği bir özellik göstermektedir. Sosyo-hukuki perspektiften yaklaşılacak olursa, hukuk öznesi belirsizlikler içerisin- de endişeli ve akışkan halde konumlanmaktadır. Salgına bağlı olarak adalet erişimin belirsizliği, dijital duruşmalar nezdinde yaşanılan hak arayışının ne kadar etkili olacağının bilinmeyişi, hukuki tedbirler kar- şısında hukuk öznesi her gün bir başka kurala riayet etmekle yükümlü kılınmaktadır. Belirsizliklerin giderek derinleşmesi, öznenin toplum- sal yapı içerisindeki akışkan halde savrulmasına ve benliğini de tam anlamıyla sağlayamamasına sebebiyet vermektedir. Bu haliyle hukuk öznesi özerk yanını, karar verme kapasitesini ve iradesini kaybetmek- tedir. COVID-19 sonrası dönemde, akışkanlık yine kendisini gücün etkisiyle, insanların “yeni normal” yaşam alanlarında gösterecektir. Sosyal ve hukuki bağlamda bu değişim, hukuk öznesinin varlığının ön planda tutulmasını sağlamalıdır. Krygier’ın hukuk devletine teleo-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1