Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
394 Sosyo-Hukuki Perspektiften Hukuk Devleti Krizi Karşısında Kaygılı Hukuk Öznesi lojik yaklaşımı, hukuk devletinin ne için ve ne olduğunu yeni normal- de tekrar değerlendirmek gerekmektedir. Akışkan haliyle dönüşüme devam eden toplumsal dinamikler, krizler karşısında değişen hukuki tedbirler, kısıtlamalar, yasaklar gücün tavlanmış ancak zamana uy- mayan formunu ortaya çıkarmaktadır. Dolayısıyla hukuk devleti, akış halinde, hukuk öznesinin kaygılarını giderecek, onun özerkliğini sağ- layabilecek bir yapıda olmak zorundadır. Mevcut haliyle krizin özne- lerdeki yıkıcı etkisi ancak bu şekilde azaltılabilecektir. SONUÇ Sosyo-hukuki perspektif, kavramlara ve idealize halde sunulan teorilerin alanını genişletmeye elverişli metotlar sunmaktadır. Bu yö- nüyle, hukukun yalnızca belirli bir kural sistematiği olmadığı, değişen ve dönüşen özellikler ihtiva ettiği unutulmamalıdır. Hukuk devleti- nin kendi içerisinde yaşamış olduğu kriz COVID-19 salgınıyla daha da ciddi boyutlara ulaşmıştır. Krygier’ın yenilenerek tekrar düşünül- mesini istediği hukuk devleti ideali, tam anlamıyla âtıl bir halde de değildir. Keyfi gücün kısıtlanması bakımından tavlanmış gücü öne çıkarmak ve hukuk devletinin esnekliğini arttırmak akışkan dünya- ya önemli bir uyum çabasıdır. Ancak akışkan yaşamın içerisinde, her şeyin belirsizlikle sarıldığı, devletlerin küresel sermaye odaklı politi- kalar benimsediği ve kendi güç alanını yer yer sermayenin çıkarlarına göre konumlandırdığı ekonomik sistemler bakımından hukukun yeni bir şeyler söylemeye ihtiyacı vardır. Çünkü Bauman ve Krygier’ın or- taklaştıkları yer olarak, gerek hukuk devletinin endüstriyel bir meta gibi piyasada konumlanışı gerekse de kavramların içinin boşaltılarak öze ilişkin ahlakiliğin unutulması mevcut ideal yaşam koşullarının da sağlanamamasını ortaya çıkarmaktadır. Akışkanlık içerisinde hukuk öznesinin kaygısı ve endişesi hukuk devletinin cevap üretemediği bir şekildedir. Mevcut haliyle statüko, Bauman’ın “sihirbaz hilesi” olarak gördüğü politikalarla bu endişeyi gidermiyor gibi görünse de hukuk devletinin belirsizlikler karşısında öznelere özerk seçim yapma imkânı sunması gerekmektedir. Aksi hal- de, hukuk öznesinin inşası da mümkün olmayacak ve hukuk devleti ideali de birey-devlet arasındaki çatışkının dışarısına çıkamayacaktır. Her ne kadar belirsiz akışkan bir dönemden geçiliyor olsa da hukuk devleti ideali, örneğin keyfi gücün sınırlanmasında bir belirlilik sağla-
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1