Türkiye Barolar Birliği Dergisi 156.Sayı
36 Ceza Hukukunun İktidarı Sınırlama Fonksiyonu Üzerine Bir Değerlendirme arzularının varlığı ilk ceza kanunlarının ortaya çıktığı tarihten bu yana var olup günümüzde de giderek artan bir şekilde devam etmektedir. 7 Bu da devletlerin (iktidarların) perspektifinde, her ne kadar doğrudan ceza normlarının konuluş amaçlarının içinde sayılmasa da kanunlaş- tırma süreçlerinde iktidarlarca hep arka planda da olsa düşünülmüş ikincil bir maksattır. 8 Öyle ki, iktidarların perspektifinde bu ikincil amaç yüzyıllardır ceza kanunlarının oluşum ve gelişiminde aktif bir etki bırakmaktadır, bireylerin hak ve özgürlükleri bağlamında da ik- tidarlarca ceza hukukuna yüklenmiş bu dolaylı emelin denge unsuru olarak nitelendirebileceğimiz “ceza hukukunun iktidarı sınırlama işle- vi” gibi ikincil bir işlev de ceza hukukuna atfedilebilir. 9 Zira ceza hu- kuku Koca/Üzülmez müelliflerin de zikrettiği gibi “sadece özgürlükleri sınırlandıran değil, aynı zamanda, sınırlandırmayla bağlantılı olarak özgürlükleri koruyan bir hukuk disiplinidir”. 10 7 Aynı yönde Centel/Zafer/Çakmut, CHGH, 11. b., s. 4.; Bkz. Madde Gerekçeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 1: “Ceza kanunları bireyin hak ve özgür- lüklerine derin biçimde müdahale eden yaptırımları içermektedir. Bu nedenledir ki bir ülkedeki ceza kanununa hâkim felsefe, değer ve ilkeler, o ülkedeki siyasî rejimin niteliğini gösterir. Nitekim tarihte ve günümüzde totaliter devletler, ideolojilerini benimsetmek ve rejimi ayakta tutmak için ceza kanunları yoluyla kişi hak özgürlüklerini ya geniş biçimde sınırlandırmışlar ya da tamamen orta- dan kaldırmışlardır. Demokratik hukuk devletleri ise ceza kanunlarının kötüye kullanılmasını önlemek için, bu kanunların temel ilkelerine anayasalarında yer vermektedirler. Yine insanların adaletsiz ve haksız biçimde ceza ve tedbirlere ma- ruz kılınmaması amacıyla başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslararası sözleşme ve belge de bireyi ceza kanunlarının keyfi uygulanmalarına karşı güvence altına alan hüküm- lere yer vermiştir. Bu sözleşmelere taraf olan ülkemizin Anayasa’sında da aynı esaslar öngörülmüş olduğundan, Ceza Kanunu’nun amacını tanımlayan TCK m. 1 ile de bireyin sahip bulunduğu hukukî değerler, hak ve özgürlüklerinin güvence altına alınması ön plana çıkarılmıştır. Böylece Türk Ceza Kanunu’nun özgürlükçü karakteri vurgulanmakta, bunun yanında bireyin; adalet ve güvenliğin sağlandığı bir toplumda yaşama hakkının gereği olarak, kamu düzeni ve güvenliğinin ko- runması ile suç işlenmesinin önlenmesi, Ceza Kanunu’nun temel amaçları arasın- da sayılmaktadır.” 8 Bkz. Madde Gerekçeleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu madde 1.; Ayrıca bkz. “Devlet ne kadar özgürlükçü ise ceza kanunları da o kadar özgürlükçü, ne kadar otoriter ise ceza kanunları da o kadar katı olacaktır.” Veli Özer Özbek/Koray Do- ğan/Pınar Bacaksız/İlker Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, 10. b., Seçkin, Anka- ra 2017, s. 44. 9 Bkz. aynı doğrultuda Veli Özer Özbek , TCK İzmir Şerhi, 4. bası, Madde 1, s. 24: “(…) ceza hukuku, bireyi birbirine ve devlete karşı savunan ya da koruyan bir hukuk dalı kimliğine bürünür.” Aynı doğrultuda Özbek a.g.e. s. 26. 10 Mahmut Koca/İlhan Üzülmez, Türk Ceza Hukuku, Genel Hükümler, 9. bası, Seç- kin, Ankara 2016, s. 102.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1