Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

102 6L\aVL 3aUWLOHU +akkÕnda 8\JXOanan 'HYOHW <aUdÕPÕndan <RkVXn BÕUakPa <aSWÕUÕPÕnÕn ma müeyyidesi uygulanırken “son yıl” sınırı olmaksızın daha çok yılı içine alan Devlet yardımlarını kapsayacak şekilde, bir başka ifade ile ağırlaştırılarak uygulanabilecektir. Buna imkân tanıyan düzenleme, Anayasaya aykırılığın yanı sıra, aynı kanun içerisinde çelişki ve tutarsızlık yaratmaktadır. Elbette yasa koyucunun, cezalandırma yetkisini kullanırken Anayasa’nın ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla, hangi tür eylemlerin suç sayılıp sayılmayacağı, suç sayılacaksa hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla karşılanacağı, hangi durum ve davranışların ağırlaştırıcı ya da hafifleştirici öğe olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisi vardır.40 Ancak bu yetkinin Anayasa’nın ve ceza hukukunun temel ilkelerine aykırı kullanılamayacağı tartışmasızdır. Burada birkaç hususun üzerinde daha ayrıca durmak gerekmektedir. Bunlardan biri, Devlet yardımından yoksun bırakma yaptırımına her parti kapatma sebebi bakımından başvurmanın mümkün olup olmadığıdır. Bu soruya olumsuz cevap vermek gerekecektir. Zira, parti kapatma yaptırımına alternatif olarak öngörülen Devlet yardımından yoksun bırakma yaptırımı Anayasa’nın 69’uncu maddesinin yedinci fıkrasında düzenlenmiş ve “Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki fıkralara göre temelli kapatma yerine, dava konusu fiillerin ağırlığına göre ilgili siyasî partinin Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakılmasına karar verebilir” denilmek suretiyle bu yaptırıma aynı maddenin bu fıkradan önceki hükümlerinde düzenlenen parti kapatma sebepleri bakımından başvurulabileceğini hükme bağlanmıştır. Siyasi partilerin yabancı kişilerden mali yardım almasını kapatma sebebi olarak düzenleyen hükme, aynı maddenin onuncu fıkrasında yer verilmiştir. Dolayısıyla, madde sistematiği göz önünde bulundurulduğunda bu parti kapatma sebebi bakımından kapatma yaptırımı yerine Devlet yardımından kısmen veya tamamen yoksun bırakma yaptırımına hükmetmek olanaklı değildir.41 Özellikle, siyasi partinin Anayasa’nın 68’inci maddesinin 40 AYM., T. 16.7.2003, R. 2002/104, K. 2003/72, https://www.anayasa.gov.tr/tr/ kararlar-bilgi-bankasi/, (Erişim: 17.05.2021). 41 Gözler, s. 167; İba, s. 106-107; Nitekim Siyasi Partiler Kanunu’nun 101’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde “Bir siyasi partinin tüzük ve programının Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1