Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

104 6L\aVL 3aUWLOHU +akkÕnda 8\JXOanan 'HYOHW <aUdÕPÕndan <RkVXn BÕUakPa <aSWÕUÕPÕnÕn lamasına rağmen, kendi isteğiyle Devlet yardımından yararlanmak istememesi durumunda43 da ilgili parti hakkında Devlet yardımından yoksun bırakma yaptırımının uygulanma imkânı kalmayacaktır. Burada da Devlet yardımı talep etmeyen ya da resen verilse dahi Devlet yardımını kabul etmeyen partinin aleyhine bir durum ortaya çıkacak, ilgili parti hakkında kapatma yaptırımının uygulanması gibi eşitsiz bir sonuçtan başka bir yol kalmayacaktır. Yukarıda olduğu gibi, bu çelişkinin de bir Anayasa düzenlemesi ile giderilmesi gerekmektedir. Bu partiler hakkında, kapatma yaptırımına alternatif ve Devlet yardımından yoksun bırakma yaptırımına denk olacak başka yaptırımlara44 hükmedilmesini mümkün kılan Anayasa değişikliği yerinde olacaktır. 43 Siyasi Partiler Kanunu’nun 111/1-d maddesi uyarınca Devlet yardımından faydalanmayan siyasî partilerin sorumluları hakkında üç aydan altı aya kadar hafif hapis cezası verilir. Bu göre, Devlet yardımından faydalanmayan siyasi partilerin sorumluları hakkında müeyyide getirilerek Devlet yardımından yararlanma adeta zorunlu kılınmıştır. Fakat bu cezaya rağmen bir siyasi partinin Devlet yardımından çeşitli sebeplerle yararlanmaması mümkündür. 44 Nitekim, Anayasa Mahkemesi, “Anayasa’da kapatılma nedenlerinin sayılarak belirlenmiş olması, yasa koyucunun bunlar dışında bir nedenle siyasi partilerin kapatılması sonucunu doğuracak düzenlemeler yapamayacağını göstermektedir. Kuşkusuz bu durum, temelde diğer sivil toplum örgütleri ile büyük benzerlikler gösteren ancak demokratik siyasi yaşam için taşıdıkları önem nedeniyle Anayasa ile özel koruma sağlanan siyasi partilerin hiçbir yaptırıma bağlı tutulamayacakları anlamına gelmemektedir. Hukuk düzeninin korunması ve devamı için, diğer gerçek ve tüzelkişiler gibi siyasî partilere de yaptırımlar uygulanmasının gerekli olduğunda duraksanamaz. Siyasi Partilerin amacı, seçimler yoluyla iktidara gelip tüzük ve programlarında belirtilen görüşleri doğrultusunda millî iradenin oluşmasını sağlayarak ülkeyi yönetmek olduğundan seçimlere katılmayan bir siyasi partinin temel işlevini yerine getiremeyeceği açıktır. Bu nedenle, siyasi partilerin Anayasa ve yasalar çerçevesinde üstlendikleri görev ve sorumluluklarına uygun olarak etkinliklerde bulunabilmelerinin sağlanması için iki dönem seçimlere katılmamalarının yaptırıma bağlanması olanaklı ise de, “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerine katılmama” Anayasa’da sayılan kapatılma nedenleri arasında yer almadığından bu eylemin yaptırımının “kapatılma” olamayacağı açıktır” yönünde hüküm tesis etmek suretiyle siyasi partilere, kanunla parti kapatma ve Devlet yardımından mahrum bırakma yaptırımı dışında, “Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerine katılmama” yaptırımı gibi başka yaptırımlar da getirilebileceği hususunu açıklığa kavuşturmuştur. AYM., T. 01.04.2003, E. 2003/21, K. 2003/13, https://www.anayasa.gov.tr/tr/kararlar-bilgi-bankasi/ (Erişim:08.04.2021). Bu kapsamda, kapatma sebepleri uhdesinde gerçekleşen siyasi partiler hakkında işlenen fiillerin ağırlığı ve tekerrür gibi durumlar göz önünde bulundurularak Devlet yardımından yoksun bırakma yaptırımı yerine para cezası uygulanabileceği gibi, bu partiler için “ülke seçim barajı” da artırılarak uygulanabilir. Örneğin, bu partiler için ülke seçim barajı yüzde on yerine yüzde on beş olarak uygulanabilir. Böylece, siyasi partiler hakkında kapatma yaptırımına nazaran hafif bir yaptırım uygulanmış olacaktır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1