Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

140 7&.’da +akaUHW 6XoXnXn $OHnHn øşOHnPHVL C- Huzurda Hakaret Huzurda ve gıyapta hakaret ayrımı, mülga 765 sayılı TCK’da olduğu gibi 5237 sayılı TCK tarafından da benimsenmiş, ancak eski düzenlemedeki gibi ayrı sonuçlar bağlanmamıştır. Bu nedenle, yeni TCK’da yapılan ayrım yalnızca biçimsel bir ayrım olup, verilecek ceza ve sonucu açısından herhangi bir fark bulunmamaktadır. Hakaret fiilinin, doğrudan doğruya herhangi bir vasıtaya lüzum duyulmaksızın mağdur tarafından öğrenilmesi halinde huzurda hakaret suçunun işlendiği kabul edilmelidir.69 Yani, eylemin gerçekleştiği zamanda mağdurun bizzat hazır olması veya eylemi duyumsayabilecek durumda olması gerekir. Huzurda hakaret fiili, belirli bir olgunun veya fiilin isnadı suretiyle ya da sövme şeklinde gerçekleşebilir.70 TCK 125 maddesinin 2. fıkrasında “Fiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkradaki belirtilen cezaya hükmolunur” demek suretiyle mağdurun muhatap alındığı iletiler bakımından özel bir düzenleme yapmıştır. Bu şekilde, sesli, yazılı veya görüntülü ileti vasıtaları kullanılarak gerçekleştirilen eylemlerin huzurda hakaret suçunu oluşturacağı kabul edilmiştir.71 Bu hüküm, 765 sayılı mülga TCK’nın 480. ve 482. maddelerinde mağdura hitaben yazılıp gönderilmiş bir mektup telgraf, resim veya herhangi bir yazı veya telefonla suçun işlenme halinin karşılığıdır. Bu düzenlemeye göre, cep telefonuyla sözlü olarak, ileti olarak, elektronik posta yoluyla veya mektupla gerçekleştirilen eylemler huzurda hakaret suçunu oluştur, ancak bu tür iletimlerin doğrudan mağdura gönderilmiş gerektiği ifade edilmiştir.72 Bu bağlamda, mağdur yerine, üçüncü kişilere gönderilen mesaj, mektup veya herhangi bir içerik paylaşımı, ha69 Sınar, s.437. 70 Soyaslan, s.321.; Örneğin, bir sokakta mağdurun arkasında bağırarak hakaret edilmesi halinde mağdur eğer bu hakareti duymamışsa huzurda hakaret suçu oluşmaz. Bkz. Sınar, s.438. 71 Madde gerekçesi de bu düzenlemenin huzurda hakaret olduğuna vurgu yapmaktadır: “Maddenin ikinci fıkrasında, hakaretin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir mesajla yapılması halinde, birinci fıkra hükmüne istinaden cezaya hükmedileceği kabul edilmiştir. Buna göre, kişiyi muhatap alan mektup, telgraf, telefon ve benzeri araçlarla yapılan hakaret de huzurda hakaret olarak cezalandırılmalıdır”. 72 Resmi makamlara dilekçe vermek suretiyle gerçekleştirilen hakaret suçunda dilekçenin mağdura tebliğ edilmesi zorunlu ise huzurda hakaretin bulunduğu kabul edilmelidir. Bkz. Tezcan/Erdem/Önok, s.600.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1