Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

160 7&.’da +akaUHW 6XoXnXn $OHnHn øşOHnPHVL Hakaret suçu açısından, failin bir davranışıyla mağdurun hem onur, şeref ve saygınlığını rencide etmesi hem de başkaca bir hukuki varlığını ihlal etmesi söz konusu olabilir. Örneğin, cinsel taciz, şantaj, özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlarda gerçekleştirilen eylem aynı zamanda mağdurun onur, şeref ve saygınlığını da rencide etmektedir. Bu durumlarda fail, fikri içtima kuralı gereğince en ağır cezayı gerektiren suçtan sorumlu olacaktır. 182 Hakaret suçu açısından bileşik suç hükümleri özellikle TCK’nın 267.maddesindeki “iftira suçu”, 94.maddesindeki “işkence” suçu ve 96. maddesindeki “eziyet” suçuyla ilgili olarak karşımıza çıkmaktadır. İftira suçunda işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi söz konusu olmaktadır. Burada isnat edilen fiil aynı zamanda hakaret suçunda düzenlenen somut fiil ya da olgu isnadına karşılık gelmektedir. Yani iftira suçu, içerik itibariyle hakaret suçunu da içine almaktadır. Bu durumda fail, TCK’nın 42.maddesindeki içtima hükümleri yerine bileşik suç hükümlerine göre sorumlu olacak sadece iftira suçundan cezalandırılacaktır.183 Hakaret suçunda zincirleme suç hükümleri de gündeme gelebilir. Fail, aynı mağdura farklı zamanlarda hakaret eylemini gerçekleştirdiğinde bu hükümlere göre cezası artırılacaktır.184 Failin, ilk eylemi somut fiil isnadı, ikinci eylemi sövme niteliğinde olsa dahi sonuç değişmeyecek, kendi içinde seçimlik olan bu hareketler nedeniyle zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir. Benzer şekilde, ilk hakaret eyleminin huzurda ikinci eylemin gıyapta gerçekleşmesi durumumda da aynı uygulama yapılmalıdır. Ancak, bu ihtimallerde hareketlerin hukuki bir kesinti oluşturmayacak bir zaman aralığı içinde icra edilmesi gerekmektedir.185 Fail tek bir hareket ile birden fazla mağduru tahkir ettiğinde sorumluluğun ne şekilde belirleneceğine ilişkin farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre, tahkir edilen kişiler bir topluluk oluştu182 Coşkun, s.164. 183 Coşkun, s.165. 184 Artuk/Gökcen/Alşahin/Çakır, s.437. 185 Coşkun, s.166.; Tezcan/Erdem/Önok, s.632.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1