Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

182 7&.’da +akaUHW 6XoXnXn $OHnHn øşOHnPHVL Suçlar” başlığı altında, 125 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.765 sayılı mülga TCK’da “hakaret ve sövme cürümleri” ayrımı kaldırılarak sövme hakaret suçunun seçimlik hareketi olarak öngörülmüştür. Hakaret suçu mağdurun huzurunda veya gıyabında işlenebilmektedir. Gıyapta ve huzurda hakaret arasındaki ayrımda belirleyici kriter, ifadenin doğrudan doğruya, yani herhangi bir aracıya gerek kalmaksızın mağdur tarafından algılanmasıdır. Kanun gıyapta hakaret için ihtilat unsuruna yer vermiştir. Bu kapsamda, ihtilat, failin toplu veya dağınık halde bulunan en az üç kişiyle iletişim kurarak, mağdurun onur, şeref ve saygınlığını rencide edici fiil veya sözleri bu kişilere herhangi bir şekilde aktarmasıdır. Hakaret suçunun kamu görevlisine karşı görevinden dolayı; din özgürlüğünün kullanılması dolayısıyla, mensup olunan dine göre kutsal sayılan değerlerden söz edilerek işlenmesi ve alenen işlenmesi hallerinde ceza artırılmaktadır. Bu kapsamda, TCK’nın 125. maddesinin 4. fıkrasında hakaret suçunun alenen işlenmesi halinde, verilecek cezanın altıda biri oranında artırılacağı belirtilmiştir. Aleniyetin hukuki niteliği konusunda çeşitli fikirler ileri sürülmüştür Bir görüşe göre, aleniyet, fiilin herhangi bir kimsenin görüp işitebileceği bir yerde işlenmiş olmasıdır. Aleniyet, suçun umumi veya umuma açık bir yerde işlenmesi yönüyle açıklanmış, bir başka görüş aleniyet için önemli olanın belirsiz sayıda kişiye ulaşma ve algılanma imkânı olduğunu ifade etmiştir. Kanaatimizce, hakaret suçu açısından aleniyet, suçun belirsiz sayıda kişinin öğrenme veya algılama imkânı olacak şekilde suçun işlenmesi olarak tanımlanabilir. İhtilat ile aleniyet benzer olmasına karşın farklı kavramlardır. Aleniyet, fiilin mağdur dışında başka kişilerce algılanabilme imkânı olup, ihtilat ile arasındaki fark buradan kaynaklanmaktadır. Yani, aleniyet için fiilin (hareketin) algılanabilme imkânı yeterliyken, ihtilatta fiilin (hareketin) mutlak surette (en az üç kişi) tarafından algılanmış olması gerekmektedir. TCK’nın 125 maddesinin 4. fıkrasındaki “ceza, hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri; basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, üçte biri oranında arttırılır” şeklindeki düzenleme 5377 sayılı Kanun’un 15.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1