Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

188 .LşLOHULn +X]XU YH 6kXnXnX BR]Pa 6XoX BakÕPÕndan *HUoHk øoWLPa YH )LkUL øoWLPa peace and order was firstly included, and then the rules of genuine merger and conceptual aggregation were elaborated. Subsequently, practices of real merger and conceptual aggregation in terms of this crime were shown and criticisms and proposals towards these practices were given in the light of the Court of Appeal decisions. Keywords: Peace and Tranquility, Actual Aggregation, Conceptual Aggregation GİRİŞ “Fiil sayısı kadar suç, suç sayısı kadar ceza” şeklinde formüle edilebilecek olan gerçek içtimanın istisnalarından birini teşkil eden ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 44. maddesinde “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır”1 şeklinde hüküm altına alınan fikri içtima, tek bir eylemde birden fazla suçun toplanması şeklinde tanımlanabileceği gibi “tek eylem, birden fazla suç, tek ceza” şeklinde de ifade edilebilir. Kişi hürriyetinin manevi yönü bakımından bir koruma içeren kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, uygulamada sıklıkla fikri içtima hükümlerinin tatbik edildiği bir suç tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda işbu suçu oluşturan eylemlerin, aynı zamanda başkaca da bir suçu oluşturması halinde öncelikle ilgili suç kapsamında değerlendirme yapılacak ve fail hakkında ayrıca kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkûmiyet hükmü tesis edilmeyecektir. Her ne kadar doktrinde işbu uygulamanın özü, söz konusu suçun “genel ve tamamlayıcı” bir suç tipi olarak kabul görmesi sebebine dayandırılıyor olsa da, gerek işbu kabul gerekse Yargıtay kararlarının fikri içtima gerekçesi kanun koyucunun madde metnini düzenleyen ve içtima düzenlemesini öngören ruhu ile bağdaşmamaktadır. Çalışma içeriğinde detaylandırılacağı üzere, fikri içtimanın mevcudiyetinden bahsedilebilmesi için zikredilmesi gereken en önemli şart “fiilin tekliği” olup, hukuki anlamda birden çok fiilin varlığının kabulü halinde fikri içtima hükümlerinin tatbik edilebilmesi mümkün değildir. Söz konusu çalışma, uygulamada kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından “genel ve tamamlayıcı” suç tipine de atıf yapılarak tatbik edilen içtima uygulamalarında “fiilin tekliği” kıstasından uzaklaşılmasını eleştirmekte ve bu kapsamda değerlendirmede birlik oluşturmayan fiil gruplarının varlığı halinde 1 https://www.mevzuat.gov.tr/

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1