Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

189 TBB Dergisi 2021 (157) Bahar TOPSAKAL şartları varsa gerçek içtima hükümleri uygulanarak fail hakkında hem kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan hem de ilgili diğer suçtan hüküm kurulmasını önermektedir. Çalışmada sırasıyla, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından morfolojik bir inceleme yapılmış, gerçek içtima ve fikri içtima kurumlarının mevcudiyet şartları açıklanmış ve akabinde incelenen suç tipi bakımından tatbik edilen içtima uygulamalarına eleştiri ve öneriler çerçevesinde yer verilmiştir. I. Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 123. maddesinde “Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikâyeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir” şeklinde hüküm altına alınmış olup;2 söz konusu norm ile bireylerin ruhsal dinginlik içerisinde ve rahatsız edilmeme güvencesi altında yaşama hakları korunmaktadır.3 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 17. ve 56. maddelerinde açıkça zikredildiği üzere, herkes manevi varlığını muhafaza etme ve geliştirme hakkına sahip olduğu gibi; sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına da sahiptir. Bu kapsamda bireylerin atıf yapılan haklarını aktif ve verimli bir şekilde kullanabilmeleri için, kanun koyucu tarafından söz konusu hakların ihlaline yönelik fiiller suç olarak kabul edilmiş ve böylece kişi hürriyetinin manevi yönü, bir başka ifadeyle kişinin manevi özgürlüğü koruma altına alınmıştır.4 Esasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, özel ceza kanunlarında veya ceza hükmü içeren diğer kanunlarda hüküm altına alınan suçlar bakımından bir kıyas yapıldığında; kişilerin huzur ve sükununu 2 https://www.mevzuat.gov.tr/ 3 “Bu maddenin karşılığı, 765 sayılı TCK’nın 547. maddesinde kabahat nevinden bir suç olarak bulunmaktaydı... 765 sayılı TCK’nın 547. maddesindeki suç için cezai yaptırım olarak onbeş güne kadar hafif hapis veya hafif para cezası öngörülmekte ve suçun kovuşturulması da re’sen idi.” (Recep Gülşen, “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK m.123)”, Zirve Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2012, s. 6-7.) 4 Özlem Yenerer Çakmut, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma ve Gürültüye Neden Olma Suçları, Beta Yayınları, İstanbul 2014, s. 52.; Kaldı ki atıf yapılan suçun 5237 sayılı Kanun’un ikinci kitabının ikinci kısmının “Hürriyete Karşı Suçlar” başlıklı yedinci bölümünde hüküm altına alındığı değerlendirildiğinde, düzenlemenin bireyin hürriyetine yönelik bir koruma içerdiğinden şüphe duyulmamaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1