Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

190 .LşLOHULn +X]XU YH 6kXnXnX BR]Pa 6XoX BakÕPÕndan *HUoHk øoWLPa YH )LkUL øoWLPa bozma suçu hayatın olağan akışı çerçevesinde sıkça rastlanan bir suç tipi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu kapsamda atıf yapılan suçun, özel hayatın gizliliği, bireyin onur ve şerefi, cinsel dokunulmazlık, konut dokunulmazlığı, işyeri dokunulmazlığı, yerleşme hürriyeti, çalışma ve sözleşme hürriyeti ile sıkı bir bağ içerisinde olduğu söylenebilir. Söz konusu bağ, salt huzur ve sükunu bozmak amacıyla gerçekleştirilen fiillerin ekseriyetle başka hukuki koruma alanlarına da tesir etmesinden kaynaklanmaktadır. Örneğin, kişinin işyerine gidiş-geliş güzergahlarında ısrarla takip edilmesi neticesinde işini değiştirmek zorunda kalması durumunda, bireyin huzur ve sükunu ile çalışma ve sözleşme hürriyeti bakımından bir ilişki ortaya çıkacağı gibi; odası her gece karşı evin penceresinden gözetlenen bireyin konutunu başka bir yere taşımak zorunda kalması durumunda, bireyin huzur ve sükunu ile özel hayatın gizliliği ve yerleşme hürriyeti bakımından bir ilişki ortaya çıkacaktır. Muhtelif hukuki koruma alanları arasındaki işbu bağlantı, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun geniş perspektifli bir güvenceye sahip olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.5 Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, benzer nitelikler taşıdığı düşünülen ve 5237 sayılı Kanun’un 183. maddesinde hüküm altına alınan “gürültüye neden olma” suçundan ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesinde hüküm altına alınan “gürültü” kabahatinden birçok yönden ayrılmaktadır.6 Bu kapsamda kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun mağdurunun belirli bir kimse olması gerekliliği,7 eylemdeki ısrarın suçun sübutu bakımından şart oluşu ve suçun ancak özel kastla işlenebileceği hususları bu noktada ayırt edici 5 “Böylece işyerinde psikolojik şiddet, telefon terörü ya da ısrarlı takip gibi hiçbir suç kapsamında değerlendiremeyeceğimiz fakat iç huzura müdahale eden ihlallere karşı da ceza hukuku yaptırımları uygulanabilecektir.” (Rezzan İtişgen, “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu”, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2014, s. 109.) 6 Ümit Kocasakal, “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu (TCK 123)”, Ankara Barosu Dergisi, 2015/2, s. 116. 7 “Gürültüye neden olma suçunun belli bir mağduru yoktur. Toplumda yaşayan herkes bu suçun mağduru olabilir. Gürültünün belli olmayan bir kimseye karşı yapılması bu suçu TCK’nın 123. maddesindeki kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan ayırmaktadır. TCK’nın 123. maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almakta iken, TCK’nın 183. maddesindeki suçun faili belli bir kimseyi hedef almamaktadır.” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2016/14794, 2019/31, 07.01.2019, www.kazanci.com)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1