Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

191 TBB Dergisi 2021 (157) Bahar TOPSAKAL nitelikler olarak karşımıza çıkmaktadır.8 Suç, faili açısından ise herhangi bir ayrık özellik göstermemektedir. Suçun maddi (fiil-hareket) unsuru madde düzenlemesinde, ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması şeklinde ifade edilmiştir.9 Burada hükmün lafzından açıkça anlaşılacağı üzere ısrar unsuru, seçimlik olarak belirtilen hareketlerin tümü bakımından geçerlidir.10 Başka bir deyişle, eylemin yalnızca bir kere gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterli olmayıp, suçun sübutu için somut olayın özelliklerine göre değerlendirilecek şekilde birden fazla ısrarlı eylemin mevcudiyeti gerekmektedir. Diğer taraftan, her ne kadar doktrinde bazı yazarlarca11 suç, genel ve tamamlayıcı bir suç tipi olarak kabul edilmekteyse de işbu görüşe katılmak mümkün değildir. Zira madde metninde suçun adı geçen niteliği hakkında herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi, madde gerekçesinde de suçun genel ve tamamlayıcı bir nitelikte olduğundan söz edilmemiştir.12 Hal böyleyken, madde metninde ve gerekçesinde 8 Diğer taraftan doktrinde bazı yazarlarca yukarıda atıf yapılan suçların korudukları hukuki menfaatlerin de farklı olduğu ve bu bakımdan suçların ayrıştırılması gerektiği ifade edilmektedir: Gökhan Taneri, Ne Bis İn İdem ve Kanunilik İlkesine Göre Çevreye Karşı Suçlar İdari Yaptırımlar-Kabahatler, Seçkin Yayıncılık, 2021, s.186 ve 293.; Ahu Karakurt Eren, “Türk Ceza Kanunu’nda Gürültüye Neden Olma Suçu”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, Sayı 132, 2017, s. 60-61. 9 Doktrinde bazı yazarlarca (Meral Ekici Şahin, “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu”, Ceza Hukuku Dergisi, 2013, s. 21.) suçun maddi unsurunun bilhassa “aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranış” kısmı, ceza hukukunun belirlilik ilkesi açısından problemli olarak değerlendirilmiştir. Yine Şen de hukuka aykırı başka bir davranış ifadesi ile kanunilik ilkesine aykırı bir düzenleme yapıldığının altını çizmektedir. (Ersan Şen, “Özel Hayata Karşı Suçlar”, İstanbul Barosu Dergisi, 2005/3, s.711.) 10 Muharrem Özen/Atacan Köksal, “Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma Suçu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2019, s. 484-485. 11 Kocasakal, s. 131.; Yargıtay da bazı kararlarında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu, genel ve tamamlayıcı bir suç olarak kabul etmiş ve suçun sübutu için eylemin başkaca bir suçu oluşturmaması gerektiğine işaret etmiştir. “TCK’nın 123. maddesinde düzenlenen kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suç olup, bu suçun oluşması için eylemin Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmamış olması gerekmektedir.” (Yargıtay 18. Ceza Dairesi, 2017/1471, 2019/4815, 12.03.2019, www.kazanci.com) 12 Örneğin genel, tali ve tamamlayıcı bir suç olarak düzenlendiği konusunda doktrinde ve Yargıtay uygulamasında görüş birliği bulunan “görevi kötüye kullanma” suçunun hem madde metninde hem de madde gerekçesinde bu hususa açıkça yer verilmiştir. Fakat kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından aynı net tavrı ortaya koymak mümkün değildir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1