Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

192 .LşLOHULn +X]XU YH 6kXnXnX BR]Pa 6XoX BakÕPÕndan *HUoHk øoWLPa YH )LkUL øoWLPa zikredilmeyen bir hususu suçun bir niteliği-unsuru olarak kabul edip, “eylemin başka bir suçu oluşturmaması gerektiği” gibi bir gerekçe ile bilhassa içtima uygulamaları bakımından kanunilik ilkesine halel getirecek şekilde içtihat ve görüş oluşturmak kanaatimizce uygun değildir. Zira aşağıda ayrıntıları ile açıklandığı üzere suça ilişkin böyle bir ön kabul, failin bazı eylemleri bakımından cezasızlık halini gündeme getirebilmektedir ki, bu husus ceza adaleti bakımından uygun düşmez. Diğer taraftan suçun manevi unsuru bakımından da bir değerlendirme yapılırsa; öncelikle suçun taksirle işlenemeyeceğini ifade etmek gerekir.13 Bu kapsamda suçun manevi unsuru kast olmakla birlikte, genel kast yeterli değildir. Suçun oluşması için failin sırf mağdurun huzur ve sükununu bozmak maksadıyla hareket etmesi gerekmektedir.14 Doktrinde bu gereklilik, amaç ya da saik olarak da ifade edilebilecek olan ve esasen doğrudan kastın bir şekli olarak tasniflendirilen “özel kast” olarak karşımıza çıkmaktadır.15 İşbu bağlamda atıf yapılan suçun oluşması için özel kastın varlığı arandığından; kişiye hakaret etmek ya da kişiyi tehdit etmek için yapılan telefon aramaları kural olarak bu suçu oluşturmayacak, şartları varsa fail hakkında ilgili diğer suçlar bakımından hüküm tesis edilecektir.16 5237 sayılı Kanun’un 26. maddesinde hüküm altına alınan “hakkın kullanılması ve ilgilinin rızası” söz konusu suç bakımından en fazla gündeme gelebilecek hukuka uygunluk sebepleridir. Zira bir bireyin huzur ve sükûn hakkı, üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle kişinin bu hakkına yönelik bir rızası varsa söz konusu suç oluşmayacaktır. Yine kanundan ya da örf ve adetten kaynaklanan bir hakkın kullanılması kapsamında da bilhassa eylemin belli bir mağdura yönelmemiş olması ve özel kast yokluğu da göz önüne alınarak, suçun oluşmadığından söz edilebilecektir. Örneğin bir düğün organizasyonu, tamirat işlemlerinin varlığı ya da ev taşıma gibi durumlar bu kapsamda değerlendirilebilir. 13 Murat Yılmaz, Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma, Legal Yayıncılık, 2017, s. 29. 14 Ali Parlar/Muzaffer Hatipoğlu, Cezai ve Hukuki Sorumluluk Boyutlarıyla Çevre Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2010, s. 309. 15 Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2021, s.265. 16 Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2021, s.487.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1