Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

200 .LşLOHULn +X]XU YH 6kXnXnX BR]Pa 6XoX BakÕPÕndan *HUoHk øoWLPa YH )LkUL øoWLPa mesaj gönderildiğini ve bu mesajların hepsinde ayrıca hakaret içeren ifadelerin de bulunduğunu düşünelim. Böyle bir ihtimalde, icra hareketleri bakımından tam ayniyet halinin mevcut olduğu açıktır. Zira her ne kadar doğal anlamda birden fazla hareket bulunsa da bu hareketler hukuki nedenlerden dolayı değerlendirmede birlik oluşturmaktadır ve icra hareketlerinin tümü aynı zamanda her iki suçu da karşılamaktadır. Diğer bir ifade ile ortaya çıkan suçlar bakımından tabiri caizse boşta kalan bir fiil kalmamaktadır. İşte bu ihtimalde, ortada hukuki anlamda tek olarak kabul edilebilecek bir fiil olduğundan ve bu tek fiil ile birden fazla suça sebebiyet verildiğinden fikri içtima hükümleri tatbik edilerek fail hakkında yalnızca hakaret suçundan ceza tesis edilecek ve ayrıca zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır. Kanaatimizce tam ayniyet halinde fiil tek olarak kabul edilebileceğinden, fikri içtima uygulaması da bir hakkaniyetsizlik doğurmamaktadır. Oysa kısmi ayniyet halinde durum böyle değildir. Örneğin, fail tarafından yine 1 saat aralıklarla 5 kere bir kişiye mesaj gönderildiğini ve fakat bu mesajlardan yalnızca ikisinin hakaret içerdiğini düşünelim. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde diğer üç mesaj bakımından hakaret suçunun oluştuğu söylenemeyeceğinden, icra hareketlerinin tümü bakımından suç tiplerinin ortak olduğu da ifade edilemez.45 Yani burada tüm icra hareketlerinin hukuki anlamda tek olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Zira hakaret içermeyen diğer üç mesaj bakımından, bir boşta kalma durumu söz konusudur. Hal böyleyken verilen ikinci örnekte olduğu gibi, eğer icra hareketleri bakımından kısmi ayniyet hali varsa, bu durumda fikri içtima hükümleri tatbik edilerek ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunun “genel ve tamamlayıcı” bir suç tipi olduğu kabul edilerek yalnızca ilgili diğer suçtan hüküm kurulması ceza adaletine hizmet eden bir anlayışın ürünü olmayacaktır. Çünkü fikri içtima uygulamasının temelinde, failin fiilinin tekliği nazara alınmakta ve bu kapsamda failin birden fazla kez aynı eylemden dolayı cezalandırılmasının önüne geçilmektedir. Oysa kısmi ayniyet 45 “Fikri içtimanın gerçekleşmesi için, yapılan hareketin her suç yönünden, tipe uygun, hukuka aykırı ve kusurlu olması gerekir. Suçlardan yalnızca birisi açısından bu özelliklere sahip bir eylem söz konusu ise, fikri birleşmeden söz edilemez ve gerçek içtima hükümleri uygulanır.” (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2014/12-516, 2018/47, 20.02.2018, www.kazanci.com)

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1