Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

202 .LşLOHULn +X]XU YH 6kXnXnX BR]Pa 6XoX BakÕPÕndan *HUoHk øoWLPa YH )LkUL øoWLPa b- ) Gürültü, sırf huzur ve sükunu bozmak maksadıyla yapılmış olsa bile başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olduğu takdirde 2872 Sayılı Kanun’un 14. ve TCK’nın 44. maddesi delaletiyle TCK’nın 123 ve 183. maddesindeki suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçun cezası, c- ) Gürültü, fail tarafından sırf huzur ve sükunu bozmak maksadıyla yapılmamış, bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak boyutta ancak mağdurun huzur ve sükununu bozacak nitelikte ise 2872 Sayılı Kanun’un 14, 20/h maddesindeki kabahat, 2- ) Kaynağı ne olursa olsun çevresel gürültü, sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla yapılmış ve bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmadığı takdirde TCK’nın 123. maddesindeki suçun cezası, 3- ) Çevresel gürültünün kaynağı, 2872 Sayılı Kanun’un 14. maddesinde bahsedilen ulaşım araçları, şantiye, fabrika, atölye, işyeri, eğlence yeri, hizmet binaları ve konutlar haricindeki bir yer ise ya da sırf huzur ve sükunu bozma amacına yönelmemiş yahut bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olmayacak nitelikte ise 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu’nun 36. maddesindeki kabahat, 4- ) Motorlu araç sürücülerinin araçlarının çevredekileri rahatsız edecek derecede gürültü çıkartması halinde gürültü, yukarda ( 1 ) numaralı kısımda açıklanan niteliklere sahip değil ise 5326 Sayılı Kanun’un 15/1 maddesindeki içtima kuralı gereğince 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 30/b ve 5326 Sayılı Kanun’un 36. maddesindeki idari para cezalarından hangisi daha ağır ise o kabahat, türünden yaptırımlar uygulanmalıdır.” Buna göre gürültü, sırf huzur ve sükunu bozmak maksadıyla yapılmış olsa bile başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli olduğu takdirde, fail hakkında fikri içtima kuralları gereğince TCK’nın 123. ve 183. maddesindeki suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçun cezası tatbik edilecektir. Kanaatimizce söz konusu ön kabul, fikri içtima kuralları bakımından yerinde değildir. Zira fikri içtima kurallarının tatbik edilebilmesi için her şeyden önce ortada tek bir fiil bulunması ve bu tek fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet verilmesi gerekmektedir. Oysa, yukarıda yer verilen karardaki kabule göre suçları oluşturan fiillerin daima hukuki anlamda tek olarak değerlendirilebileceğini söylemek mümkün değildir. Başka bir deyişle, burada her zaman tam ayniyet hali gündeme gelmeyebilir. Örneğin,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1