Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

203 TBB Dergisi 2021 (157) Bahar TOPSAKAL failin bir üretim fabrikasının sahibi olduğunu ve bu küçük fabrikanın hemen bitişiğinde bir apartman dairesinin bulunduğunu; fail tarafından beş ayrı günün gecesinde, yasal seviyenin üstünde gürültü yapıldığını ve bu gürültülerin hepsinin bitişikteki apartmanda oturan daire sakininin sağlığının zarar görmesine elverişli olduğunu farz edelim. Böyle bir durumun mevcudiyeti halinde icra hareketleri bakımından tam ayniyet halinin söz konusu olduğu ve suçlara konu eylemlerin ilgili tüm suç tipleri bakımından ortak olduğu açıktır. Bu halde, hukuki anlamda tek sayılabilecek bir fiil olduğundan fikri içtima hükümleri tatbik edilerek ilgili suçlardan en ağır cezayı gerektiren suçun cezasına hükmedilebilecektir.48 Fakat aynı fail tarafından beş ayrı günün gecesinde yapılan gürültülerin yalnızca ikisinin daire sakininin sağlığının zarar görmesine elverişli olduğunu, diğer üçünün ise salt huzur ve sükunu bozma amacına hizmet eder mahiyette başkaca gürültüler olduğunu farz edelim. İşte böyle bir olasılıkta kanaatimizce iki ayrı eylem kümesi mevcut olup; icra hareketlerinin tümü, ilgili suçların hepsi bakımından ortak olmadığından gerçek içtima hükümleri tatbik edilmeli ve şartları varsa hem kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan49 hem de gürültüye neden olma suçundan hüküm kurulmalıdır. Kaldı ki, doktrinde de gürültüye neden olma suçu bakımından fikri içtimanın değerlendirilmesinde anahtar kavramın -tarafımızca da yukarıda örneklendirildiği gibi- “hareketin tekliği” olduğu ifade edilmektedir.50 Diğer taraftan Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından içtima değerlendirilmesi yapılan 2014/20501 esas ve 2014/32250 karar sayılı kararında; “Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu genel ve tamamlayıcı nitelikte bir suçtur. Bu suçun oluşabilmesi için, gerçekleştirilmesi gereken icrai hareketler bir başka suçu oluşturduğu takdirde, kişilerin huzur ve sükununu 48 “TCK’nın yürürlükteki sistemine göre, gürültüye neden olma suçuyla, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından şartlar oluştuğu takdirde farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulanabilir.” (Gülsün Ayhan Aygörmez Uğurlubay, Çevreye Karşı Suçlar-Türk ve Alman Çevre Ceza Hukukunda Güncel Sorunlar, Yetkin Yayınları, 2015, s. 477.) 49 Burada kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu bakımından, failin eylemlerinin belirli bir mağdura yönelmesi gerektiği ile huzur ve sükunu bozmaya yönelik özel kast her somut olay bazında ayrıca değerlendirilmelidir. 50 Karakurt Eren, s. 108.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1