Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

220 &H]a 0XKakHPHVLndH 6XVPa +akkÕ YH Ba÷OanWÕOÕ +akOaU 2.4. Susma Hakkı ve Masumiyet Karinesi Susma hakkı ve masumiyet karinesi, ulusal ve uluslararası mevzuat ile kişiye tanınmış olan ve devletçe koruma altına alınmış temel hak ve hürriyetlerdendir.42 Masumiyet karinesi, olağanüstü hallerde dahi dokunulmayacak çekirdek haklardandır.43 Masumiyet karinesi, suç şüphesi altında bulunan kişinin suçluluğu kesin hüküm ile sabit oluncaya kadar suçlu sayılmamasını ifade etmektedir.44 AİHS’nin 6. maddesinin 2. fıkrasında masumiyet karinesi; “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır.” şeklinde tanımlanmış olup, bunun iç hukukumuza yansıması Anayasa’nın 38. maddesinin 4. fıkrasında “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte masumiyet karinesinin uzantısı olarak kişinin lekelenmemesi garanti altına alınmaktadır.45 Hukuk devleti ilkesi gereğince kişi adil bir yargılanma hakkına sahip olduğu gibi, kişinin maddi ve manevi yapısının korunması da devletin görevidir. Kişinin lekelenmeme hakkı ile insan onuru, Anayasa ve ilgili uluslararası sözleşmeler aracılığıyla korunma altına alınmaktadır.46 Masumiyet karinesi salt ceza muhakemesi evresinde değil, idari yargı, disiplin cezası47 veya diğer hukuk davalarında da 42 Bu kavram ilk defa 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisinin 9. maddesindeki; “Her insan suçlu olduğuna karar verilinceye kadar masum sayıldığı.” hükmü ile temel insan hakları arasında yerini almıştır. Birleşmiş Milletler Evrensel Haklar Beyannamesi’nin 11. maddesi; “Kendisine bir suç yüklenen herkes, savunması için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı açık bir yargılama sonunda, yasaya göre suçlu olduğu saptanmadıkça, suçsuz sayılır” hükümlerinde düzenlenmiştir. 43 İlhan Üzülmez, “Türk Hukukunda Suçsuzluk Karinesi ve Sonuçları”, TBBD, S. 58, 2005, s.44. 44 AİHS m. 6/2; İHEB m. 11; Ay m. 38.Sulhi Dönmezer, “Suçsuzluk Karinesi Üzerine Düşünceler”, Prof. Dr. Nurullah Kunter’e Armağan, İstanbul, 1998, s. 67. 45 Veli Özer Özbek, Mehmet Nihat Kanbur, Koray Doğan, Pınar Bacaksız, İlker Tepe, “Ceza Muhakemesi Hukuku”, B.6, Ankara 2014, s.240. 46 Ahmet Gökçen, Murat Bakıcı, M. Emin Alşahin, Kerim Çakır, Ceza Muhakemesi Hukuku, Adalet Yayınevi, Ankara 2018, s.110 47 23.07.1965 tarih 657 sayılı Devlet Memurlar Kanunu (DMK), kamu personeli hakkında disiplin soruşturmalarında izlenecek usulde susma hakkına ilişkin düzenlemeye yer vermemiştir. Danıştay 1.Daire, T. 17.04.2000. E. 2000/29, K. 2000/59, sayılı ilamında Danıştay bir kararında susma hakkına uyulması gerektiği yönünde karar vermiştir. Öte yandan doktrinde susma hakkının disiplin soruşturması geçiren kamu görevlisinin soruşturmacı tarafından hatırlatılması gerektiğini vur-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1