Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

275 7BB 'HUJLVL 'HnL]Kan +252=*ø/ Protokol’ün 4. maddesinin, “nihai” karar ile sonlandırılmış olan ceza yargılamalarının tekrarlanmasını engellediğini ve söz konusu maddenin eş zamanlı olarak yürütülen (paralel) davalar için engel teşkil etmediğini vurguladıktan sonra yaptığı incelemede, davalardan ilki olan vergi davasının 11 Ocak 2010 tarihinde kesinleştiğini; ikinci dava olan ceza davasının ise 15 Aralık 2008 tarihinde açıldığını ifade etmiştir. Bu nedenle Mahkeme, bu iki davanın, ilk dava kesinleşene, yani 11 Ocak 2010 tarihine kadar eş zamanlı olarak devam ettiğini; ilk dava sonuçlanıp kesinleştikten sonra ikinci dava düşürülmediği ve ceza davasının kesinleştiği 18 Mayıs 2011 tarihine kadar devam ettiği için başvurucunun sırasıyla 11 Ocak 2010 ve 18 Mayıs 2011 tarihlerinde kesinleşen iki davada aynı suçtan iki kez mahkûm edildiğini ve Sözleşme’ye Ek 7 No.lu Protokol’ün 4. maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir. AİHM, Lucky Dev/İsveç kararında75 da benzer yönde bir yaklaşım getirmiştir.76 AİHM’in, A ve B/Norveç kararında77 ise başvurucular, beyannamelerinde bazı gelirlerini beyan etmedikleri için ek vergi ve cezalara maruz kaldıklarını ve aynı ihmalleri sebebiyle ceza yargılaması sonucunda vergi kaçakçılığı suçundan da birer yıl hapis cezasıyla mahkûm nedeniyle verilmesi olası veya nihai bir mahkûmiyete doğrudan dayalıydı ve bu nedenle söz konusu suçun veya tutumun ayrı bir incelemesi söz konusu değildi. Bu nedenle, Finlandiya sistemine göre, ceza ve vergi davaları arasında esas ve zaman bakımından yakın bir ilişki olduğu söylenemez” (Glantz/Finlandiya, § 61). 75 Lucky Dev/İsveç, B. No: 7356/10, 27.11.2014 (http://hudoc.echr.coe.int/ eng?i=001-148184, Erişim Tarihi: 19.02.2021). 76 Tosun, s. 100. Anılan karara konu olayda, Haziran 2014 tarihinde vergi idaresi, gelir vergisi ve KDV iadesi bakımından başvurucu aleyhine yasal işlem başlatmış ve başvurucunun ek vergi ve sürşarj ödemesine hükmetmiştir. Başvurucu hakkında ayrıca, aynı vergi iade işlemlerinden kaynaklanan defter tutma ve vergi suçları nedeniyle de ceza davası açılmıştır. Ceza davasında başvurucu defter tutma suçundan suçlu bulunmuş olmasına rağmen vergi suçundan beraat etmiştir. Vergi davası ise başvurucunun beraatı kesinleştikten sonra dokuz buçuk ay boyunca devam etmiştir. Mahkeme, başvurucu hakkındaki her iki davanın olaylarının en azından esas bakımından aynı olduğunu tespit etmiştir. Bu kapsamda Mahkeme, başvurucu hakkındaki ceza yargılaması nihai bir karar ile sonlandırıldıktan sonra vergi davasının sonlandırılmadığını, dokuz buçuk ay boyunca devam ettiğini ve ek vergilerin iptal edilmediğini; iki dava arasında, esas ve zaman bakımından, aynı yaptırım kapsamında değerlendirilebilecek ölçüde yakın bir bağlantı da söz konusu olmadığını belirterek Sözleşme’ye Ek 7 No.lu Protokol’ün 4. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir; 77 A ve B/Norveç, B. No: 24130/11, 29758/11; 15.11.2016 (http://hudoc.echr.coe. int/eng?i=001-168972, Erişim Tarihi: 19.02.2021).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1