Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

282 $ø+0 YH $na\aVa 0aKkHPHVL .aUaUOaUÕ ,şÕ÷Õnda 9HUJL &H]aOaUÕnda ³1Rn BÕV ,n ,dHP´ øOkHVL Anayasa Mahkemesi, Protokol’ün yürürlüğe girdiği 01.08.2016 tarihinden önce yapılan ABP Gıda San. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. başvurusunda non bis in idem ilkesini tartışmıştır.91 Anılan karara konu olayda başvurucu, kendisine yüklenen fiilin hem kabahat hem de suç olarak tanımlanması nedeniyle, sadece suçtan dolayı yaptırım uygulanabileceğini, kesilen vergi cezasının iptaline ilişkin açtığı davada mahkemenin ceza davası sürecini beklemeden talebini haksız olarak reddettiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi, “aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı”nın Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesinin gereklerinden olduğunu belirtmiş; Kabahatler Kanunu’nun “İçtima” kenar başlıklı 15/3. maddesine değinmiştir. Daha sonra Mahkeme, ceza hukuku ve kabahatler hukukunun öngördüğü yasak ve yaptırımların farklı hukuki yarar, konu ve unsurlara ilişkin olabildiğini; bu hallerde “aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama” hakkından bahsedilemeyeceğini; KDV para cezasına ilişkin vergisel kabahatin koruduğu hukuksal değer ile sahte olduğu ileri sürülen faturalara ilişkin ceza hukuku kapsamındaki “suç”un koruduğu hukuksal değerlerin farklılık arz ettiğini; farklı iki disipline ait iki dava olması nedeniyle aynı “suçtan” dolayı iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama durumunun söz konusu olmadığını belirtmiş;92 söz konusu şikayetin kanun yolu şikayeti vasfında olduğunu ve bu bakımdan derece mahkemesi kararlarında bariz takdir hatası veya açık keyfilik de bulunmadığını ifade ederek bireysel başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. 91 AYM, ABP Gıda San. Tur. ve Tic. Ltd. Şti., B. No: 2014/72, 25.03.2015 (UYAP). 92 “Farklı yargı kollarına” tabii olma üzerinden yapılan bu tespit öğretide haklı olarak eleştirilmiştir (Kangal, s. 418). Yazara göre, kararda idari yaptırımı uygulayanın vergi mahkemesi değil idare olduğu göz ardı edilmiş ve birçok kararda yapılmayan bir ayrıma gidilerek yargı yolunun aynı olması halinde ne yapılacağı hususu belirsiz bırakılmıştır. Ayrıca yazara göre, söz konusu uyuşmazlıkta “Anayasa Mahkemesi, idari yaptırımın tüzel kişiye, ceza yaptırımının da fiili gerçekleştiren gerçek kişiye yönelik olduğu, böylece aynı kişiye uygulanmış iki farklı cezanın bulunmadığı şeklinde basit bir gerekçeye dayanabilirdi” (a.g.e., s. 418). NitekimAnayasa Mahkemesi yeni tarihli bir kararında, “idari süreç sonunda vergi cezasının başvurucunun yetkilisi olduğu Şirket aleyhine, adli süreç sonunda mahkûmiyet kararının başvurucu aleyhine verilmesi nedeniyle başvurucunun ihlal iddiasının aynı fiil nedeniyle iki kez yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi kapsamına girmediği anlaşılmaktadır” şeklindeki gerekçeyle başvuruyu kabul edilemez bulmuştur (AYM, Mehmet Turgay Özbekler, B. No: 2017/20779, 11.03.2020).

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1