Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

288 $ø+0 YH $na\aVa 0aKkHPHVL .aUaUOaUÕ ,şÕ÷Õnda 9HUJL &H]aOaUÕnda ³1Rn BÕV ,n ,dHP´ øOkHVL mış veya cezalandırılmış sayılmayacağına karar verdiğini ifade etmiştir.104 Buna ek olarak Anayasa Mahkemesi, olaya uygulayacağı ilkeleri belirlerken, non bis in idem ilkesine uygunluk yönünden müdahalenin yol açtığı söz konusu mükerrerliğin “aynı fiil”den kaynaklanıp kaynaklanmadığı hususunun da irdelenmesi gerektiğini belirtmiş;105 somut olayda her iki takibatta da, özünde aynı olgulara dayanan tek bir fiilin söz konusu olduğu sonucuna ulaşmıştır. Buna karşın Anayasa Mahkemesi, kararında da kısmen yer verdiği AİHM içtihatlarında yer alan “yargılamalar arasında esas ve zaman bakımından yeterli miktarda yakın bağlantı” testini kararında uygulamamış; yargılamalar arasında etkileşim olup olmadığını, mükerrer yargılamanın öngörülebilir sonuçlar doğurup doğurmadığını ve ilgili yargılamalardan birisi tarafından uygulanan yaptırımların diğer otorite tarafından cezanın belirlenmesi sırasında dikkate alınıp alınmadığını tartışmamıştır. Bunun yerine Anayasa Mahkemesi sadece, “farklı amaç ve hukuki yararları gerçekleştirmeye yönelik olarak hem idari süreç sonunda vergi cezası hem de adli süreç sonunda mahkûmiyet verilebilmesinde aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesine aykırı bir yön bulunmadığı” gerekçesiyle ihlal olmadığı kararı vermiştir. Yine Anayasa Mahkemesi, ABP Gıda San. Tur. ve Tic. Ltd. Şti. kararında da benzer şekilde, ceza hukuku ve kabahatler hukukunun öngördüğü yasak ve yaptırımların farklı hukuki yarar, konu ve unsurlara ilişkin olabildiğini; bu hallerde “aynı fiil nedeniyle iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama” hakkından bahsedilemeyeceğini belirtmiştir.106 Esasında Anayasa Mahkemesi’nin “korudukları farklı hukuki yararlar” bakımından verdiği bu karar, AİHM’in konuya ilişkin ilk zamanlarda verdiği Rosenquist/İsveç kararıyla107 uyumludur. Nitekim AİHM anılan kararında, söz konusu cezaların amaçlarının farklı olduğunu belirterek başvurucunun başvurusunu kabul edilemez bulmuştur. Ancak AİHM, yukarıda da ayrıntılı biçimde değinildiği üzere bu içtihadını özellikle Zolotukhin/Rusya, Glantz/Finlandiya, Lucky Dev/ İsveç ile A ve B/Norveç kararlarında değiştirmiş; “esas ve zaman ba104 AYM, Ünal Gökpınar, § 34. 105 AYM, Ünal Gökpınar, § 53. 106 Karar bilgileri için bkz. dn. 92. 107 Karar bilgileri için bkz. dn. 68.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1