308 ødaUHnLn 7aUaI 2OdX÷X 8\XşPa]OÕkOaUda $UaEXOXFXOX÷Xn 8\JXOaPa $OanÕ YH $kVa\an <|nOHUL Yönetmeliğin m.18/5. fıkrasında, belirlenen komisyon üyelerinin arabuluculuk sürecinde karar alma konusunda tamyetkili olduğu ifade edilmiştir. Buna göre, arabuluculuk sürecinde komisyonlar, müzakerelerde bağımsız şekilde karar alabilecek ve bu kararlarını idarelerinin en üst amirine onaylatmak veya olur almak zorunda kalmayacaklardır. Ancak bu hareket serbestisinin arabuluculuk sürecini başlatmak bakımından da geçerli olduğunu söylemek mevcut düzenlemeler bakımından mümkün görünmemektedir. Zira İdare Hukukunda temel prensiplerden biri olan “asıl olanın yetkisizlik olduğu” kuralı uyarınca, mevzuatta açıkça böyle bir yetki verilmediği sürece komisyonların arabuluculuk müessesine re’sen başvurmaları imkân dâhilinde değildir. İhtiyari ve dava şartı arabuluculuk bakımından ikili bir ayrım yapılarak ifade etmek gerekirse; ihtiyari arabuluculukta idarenin en üst amirinin bu yönde talimat vermesi halinde arabuluculuk müessesine başvurulabilecek iken, dava şartı arabuluculukta şayet davayı idare açacaksa, hukuk müşavirliğinin ya da hukuk biriminin arabuluculuğa başvurulması gerekliliğine dair yazı ve ilgili amirin onayı üzerine arabuluculuk süreci başlatılabilecektir. Belirtmek gerekir ki, dava şartı arabuluculuk kapsamında yürütülen süreç yasal süreler içerisinde tamamlanamaz ise, tarafların iradesiyle süreç ihtiyari arabuluculuk şeklinde devam edebilecek olup, bu durumda, yeni bir süreç başladığından müzakerelere devam edilebilmesi için komisyonun temsil ettiği idarenin en üst amirinin bu konuda olur vermesi gerekecektir.43 Yönetmeliğin m.18/2. fıkrası uyarınca, idare, arabuluculuk davetlerinin yapılacağı adres, kayıtlı elektronik posta adresi ve telefon numarasını, bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde internet sitesinde yayınlar. Arabulucular görüşmeler kapsamında yapacakları davetlerde öncelikle bu bilgileri esas alır. Uygulamada, kimi zaman arabulucuların ilgili birime ulaşmakta zorluk yaşadığı bilinmektedir. Söz konusu düzenleme bu sorunun önlenmesine yöneliktir. Ancak gerekli iletişim bilgilerini yayınlamayan idareler bakımından bir yaptırım öngörülmemiştir. Bu durumda, genel hükümidareyi zarara uğratıp uğratmadığı hususu tartışma yaratabileceğinden, oy birliği ile karar alınmasının bir gereklilik olduğu ifade edilmiştir. Gül Fiş Üstün, “Arabuluculuk Faaliyetlerinde İdarenin Yeri ve Yetkisi”, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, C.26, S.1, Haziran 2020, s.19. 43 Fiş Üstün, s.19-20.
RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1