Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

384 5RPa +XkXkXna *|UH 6RUXPOXOXk gOoWOHUL øoHULVLndH ,PSHUÕWÕa’nÕn <HUL görünümü, tüm sorumluluk sisteminin bu ölçüte bağlı olarak ele alındığı Iustinianus döneminde ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla culpa kavramı klasik hukuk döneminde mevcut olmakla birlikte, sözleşmeden doğan sorumluluk alanında sadece bazı hallerde kullanılmış ve genel bir ilke haline gelememiştir. Iustinianus döneminde ise, kusura dayanan sorumluluk ilkesi kapsamında culpa lata (ağır ihmal) ve culpa levis (hafif ihmal), sorumluluğun tespitinde kullanılan ölçütler olarak uygulanmaya başlamıştır. Klasik hukuk dönemindeki objektif sorumluluk ölçütlerinden biri olan custodia’nın, Iustinianus dönemindeki sübjektif sorumluluk anlayışına uyarlanmış biçimi ise özen yükümü olarak tanımlanabilecek diligentia terimiyle ifade edilmiştir.5 (Bu paragrafta konuya ilişkin benzer değerlendirmeler yapan yazarların görüşleri tarafımızca aktarılmış ve yararlanılan her esere dipnotunda yer verilmiştir.) İlk zamanlarda bu kavramlar kullanılmamakta ve sadece akdî kusurdan (sözleşmeden doğan sorumlulukta kusur) söz edilmekteydi. Romalı hukukçular culpa’nın çeşitlerine ilişkin bir ayırım yapmaya gerek duymamışlar ve sadece borçlunun sorumluluğunu bir temele oturtma çabası içine girmişlerdir. Culpa kavramı ise, zaman içerisinde, imperitia ve neglegere (ihmal) biçiminde değerlendirilmiştir. Örneğin, Ulpianus’a ait bir metin olan D.19.2.9.5’te,6 eser sözleşmesinde (locatio conductio operis), yüklenicinin (conductor) kusurunun kapsamı belirlenirken, imperitia’dan söz edilmiştir. Bu kapsamda, zanaatkârın (artifex), yüklendiği işe ilişkin belli seviyede bilgi ve tecrübeye sahip olması gerekirken bunun olmaması şeklindeki bir davranış biçimi olan imperitia, culpa’ya dâhil edilmiştir. Bu açıklamalar çerçevesinde bir değerlendirme yapıldığında, önceleri sadece akdî kusur kavramının kullanıldığı 5 Hilâl Zilelioğlu, “Roma Hukukundaki Sorumluluk Ölçütlerine Genel Bir Bakış”, AÜHFM, C. 39, Y. 1982-1987, S. 1-4, syf. 241-264, syf. 241-250. Aynı yönde bkz. Tahiroğlu, syf. 42 vd.; Türkân Rado, Roma Hukuku Dersleri, Borçlar Hukuku, İstanbul 2018, syf. 22 vd.; Belgin Erdoğmuş, Roma Borçlar Hukuku Dersleri, İstanbul 2005, syf. 24 vd. Özensizlik, tedbir eksikliği anlamına gelen neglegentia, diligentia’nın zıddıdır. D.50.16.213.2’de olduğu gibi ihmal anlamında da kullanılmıştır. Bir kimsenin ihmalkâr, özensiz davrandığı karine olarak kabul edilmediğinden (neglegentia non praesumitur), bunu iddia eden taraf diğer tarafın ihmalini, özen eksikliğini kanıtlamak zorundadır. Erdoğmuş, syf. 32, dn. 65. 6 D.19.2.9.5: Ulpianus libro 32 ad edictum. “… culpam eum praestare debere et quod imperitia peccavit, culpam esse: quippe ut artifex, inquit, conduxit.”, “Tecrübesizlik nedeniyle bir zarar meydana gelmişse, zanaatkâr kusurlu olacağından sorumludur.” Zilelioğlu, syf. 257, dn. 51.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1