Türkiye Barolar Birliği Dergisi 157.Sayı

399 TBB Dergisi 2021 (157) Emine MINDIZ gulama olmadığı için, hukukçuların bu yaklaşımının isabetli olduğu söylenebilir.41 Örneğin, Ulpianus tarafından aktarılan aedilis42’lerin bu konudaki edictum’unda, satıcının zanaatkâr olduğunu taahhüt ederek sattığı bir kölenin, gerçekten böyle bir vasfı olduğunun genel olarak kabul edilebilmesi için, bir dereceye kadar deneyimli (ad aliquem modum peritus) olmasının yeterli olacağı ifade edilmiştir.43 Imperitia’ya ilişkin metinlerde de, benzer şekilde, zanaatkârın bilgi, beceri ve tecrübesinin yüksek standartlara göre ölçülmesi gerektiğine dair bir görüş mevcut değildir. Aksine, zanaatkârın, genel kabul görmüş bir standartta bilgi, beceri ve tecrübeye sahip olması, kendisinin faaliyette bulunduğu alanda uzman olduğunun kabul edilebilmesi için yeterlidir.44 III. CONDUCTOR’UN HASARI ÜSTLENMESİ SEBEBİYLE IMPERTIA ÖLÇÜTÜNÜN UYGULANMAMASI Eser sözleşmesinde hasarın hangi tarafa ait olacağı Romalı hukukçular arasında tartışmalı olan konulardan biridir. Klasik hukuk devrinin başlarında genellikle uygulan esasa göre, yapılan eser, iş sahibine teslim edilmeden veya iş sahibi tarafından kabul edilmeden önce, mücbir sebep neticesinde telef olursa, iş sahibi ücreti ödeme borcundan kurtulurdu. Yani hasar yükleniciye ait olurdu. Iustinianus hukukunda ise, yüklenici, mücbir sebep neticesinde ortaya çıkan zarardan sorumlu tutulmuyordu. Başka bir deyişle, yüklenicinin borcunun sona ermesine karşılık iş sahibinin ücreti ödeme borcu devam ediyordu. Fa41 Bkz. D.46.3.31: Ulpianus libro septimo disputationum: Inter artifices longa differentia est et ingenii et naturae et doctrinae et institutionis… (Atıf yapılan bu metinin mealen çevirisine ilgili paragrafta zaten yer verilmiştir: Romalı hukukçular, bilgi, beceri, tecrübe, yetenek ve karakterleri açısından zanaatkârlar arasında farklılıklar olabileceğinin farkındaydılar.) 42 Aedilis curulis:Roma’da, pazar yerlerindeki alım satımların denetlenmesi ile görevli olan cumhuriyet dönemi magistrası. Umur, Lügat. 43 D.21.1.18’de Gaius, satıcının sattığı kölenin belirli niteliklere sahip olduğuna dair açıklamalarının katı olarak değil, ölçülü şekilde anlaşılması gerektiğini vurgulamaktadır. Buna göre, satılan kölenin düzgün karakterli olduğu beyan edilmişse, köleden ancak bir filozoftan beklenebilecek saygınlık ve karakter sağlamlığını sergilemesi beklenemez. Kölenin çalışkan ve dikkatli olduğu belirtilmişse, gece ve gündüz devamlı çalışması beklenemez. Ancak satıcı kölenin olağanüstü bir aşçı olduğunu taahhüt etmişse, bu zanaatte gerçekten çok iyi olması gerekir. Fakat satıcı, kölenin sadece aşçı olduğunu beyan etmişse, vasat bir aşçı olması yeterlidir. Bu bütün meslekler için geçerlidir. Erdoğmuş, syf. 79, dn. 147. Aynı yönde bkz. D.21.1.19.4. 44 Martin, syf. 124.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTQ3OTE1